29 Haziran 2018 Cuma

CHP TÜZÜKLERİ: "4 Eylül 1919 günü, Sivas Kongresinde kabul edilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Tüzüğü;9 Eylül 1923 günü kabul edilen Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesidir...)


Tüzük, 4 Eylül 1919 günü, Sivas Kongresinde kabul edilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Tüzüğüdür.
Tüzük, 9 Eylül 1923 günü kabul edilen Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesidir.
Tüzük, 15-23 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara'da TBMM salonunda toplanan Cumhuriyet Halk Partisi 2. Büyük Kurultayı tarafından kabul edilen tüzüktür.
Tüzük, 3-19 Mayıs 1931 tarihleri arasında TBMM salonunda toplanan 3. Büyük Kurultayda kabul edilen tüzüktür.
Tüzük, 9-16 Mayıs 1935 tarihinde TBMM salonunda toplanan 4. Büyük Kurultayda kabul edilen tüzüktür.
Tüzük, Atatürk'ün ölümünden sonra, 26 Aralık 1938'de toplanan Olağanüstü Kurultayda değiştirilmiştir.
Tüzük, 29 Mayıs-3 Haziran 1939 tarihleri arasında TBMM salonunda toplanan 5. Büyük Kurultayda kabul edilmiştir. 6. Tüzükte daha sonra, 8-15 Haziran 1943 tarihleri arasında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi sa­lonunda toplanan 6. Büyük Kurultayda ve 10-11 Mayıs 1946 tarihlerinde TBMM salonunda toplanan 2. Olağanüstü Kurultayda değişiklik yapılmıştır.
Tüzük, 17 Kasım-3 Aralık 1947 tarihleri arasında Halkevinde toplanan 7. Büyük Kurultay tarafından kabul edildi. Tüzük, 29 Haziran-3 Temmuz 1950 tarihleri arasında Halkevinde toplanan 8. Kurultayda değiştirilmiştir.
Tüzük, 26-30 Kasım 1951 tarihleri arasında toplanan 9. Büyük Kurultayda kabul edildi. Tüzük, 22-27 Haziran 1953 tarihlerinde Büyük Sinema salonunda toplanan 10. Büyük Kurultayda, 25-28 Şubat 1954 tarih­lerinde Büyük Sinema salonunda toplanan III. Olağanüstü Kurultayda, 26-31 Temmuz 1954 tarihleri arasında, Ankara Yeni Sinema salonunda toplanan 11. Büyük Kurultayda,12-15 Ocak 1959 tarihlerinde Ankara Alemdar Sinemasında toplanan 14. Kurultayda, 24-27 Ağustos 1961 tarihlerinde Ankara Alemdar Sinemasında toplanan 15. Büyük Kurultayda, 16-18 Ekim 1964 tarihlerinde Ankara Büyük Sinema salonunda toplanan 17. Kurultayda,18-21 Ekim 1966 tarihleri arasında Ankara Büyük Sinema salonunda yapılan 18 Büyük Kurultayda, 28-29 Nisan 1967 tarihlerinde toplanan 4. Olağanüstü kurultayda ve 18-20 Ekim 1968 tarihlerinde Ankara Selim Sırrı Tarcan Spor Salonunda • toplanan 19. Büyük Kurultayda, 30 Haziran-2 Temmuz 1972 tarihleri arasında
Ankara Atatürk Spor Salonunda toplanan 21. Büyük Kurultayda değiştiril­miştir.
Tüzük, 28 -29 Haziran 1974 tarihleri arasında toplanan TÜZÜK KU­RULTAYINDA kabul edilmiştir. Tümüyle yeni bir tüzük yapılmıştır.
Tüzük, 27-30 Kasım 1976 tarihlerinde Ankara Atatürk Spor Salonunda toplanan 23. Büyük Kurultayda kabul edilmiştir. 4 Kasım 1978 tarihinde Ankara Atatürk Spor Salonunda toplanan 7. Olağanüstü Kurultayda değişik­lik yapılmıştır.
Tüzük Halkçı Parti Tüzüğü. 20 Mayıs 1983.
Tüzük, Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP)Tüzüğü. 6 Haziran 1983.
Tüzük, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Tüzüğü.
Tüzük, 9 Eylül 1992'de CHP'nin yeniden açılmasından sonra hazır­lanan ve 9-10 Mart 1993 tarihinde toplanan 26. Kurultayda kabul edilen tüzük­tür. Değişikliklerle günümüze gelmiştir.
Bu sıralamada, zaman içinde önemli değişiklikler yapılan tüzükler yeni bir tüzük olarak değerlendirilmiştir.

Örgütlenmenin o günkü idari teşkilat yapısına paralel olarak, birbirine bağlı, köy, mahalle, nahiye, kaza, liva, vilayet olarak örgütlenmesi öngö­rülmüştür.
Vilayet Kongrelerinin senede bir defa kaza ve liva teşkilatlanndan seçilecek ikişer delegeden oluşacağı ve senede bir defa vilayet merkezinde toplanacağı belirtilmiştir (m. 6-a)
Umumi Kongrenin senede bir defa, Heyet-i Temsiliye tarafından belir­lenecek yerde, 10-23 Temmuz tarihleri arasında toplanması öngörülmüştür (m. 6-b)
Örgütün Genel Yönetim kurulu olarak adlandırabileceğimiz Heyet-i Temsiliye, kongre tarafından seçilecek en az dokuz, en çok on altı üyeden oluşacaktır (m. 6/5)
Heyet-i Temsiliye, vatanm Heyet-i Umumiyesini temsil eder (m. 7).
Tüzüğün tamamı, 11 maddeden oluşmaktadır.[1]

kuvvetlerin fevkinde kanunun velayetini hakim kılmaya çalışmak" olarak ifade edilmiştir.
2. maddede halk arasında hiçbir farklılık ve imtiyazın kabul edilmediği be­lirtilmiştir.
Partinin merkez organları, Büyük Kongre (m. 8-17), Umumi Riyaset (Genel Başkan M. 18-19), Fırka Divanı (m. 20-30), Umumi Heyet-i İdare (m. 31-41) olarak düzenlenmiştir.
Büyük Kongre, her sene "Nisanın 23'ünde toplanır" (m. 8) TBMM'nin açılış günü, Büyük kongrenin toplanma günü olarak belirlenmiştir.
Partinin bütün mebusları ile il mutemetlerinin kongrenin doğal üyesi ol­ması, il örgütlerinin iki delege ile temsil edilmesi kabul edilmiştir (m. 9).
Genel Başkan, Umumi Reis olarak adlandırılmıştır:
"Madde 18-ümumi Reis, Büyük Kongrenin, Fırka divanının ve Meclisteki Fırka Grubu ile Umumi Heyet-i İdarenin tabii reisidir. Umumi Reis fırkanın idare-i aliyesini elinde tutar ve fırkayı temsil eder. Fırka namına söz söyle­mek selahiyetini de ancak Umumi Reis haizdir. Umumi Reis lüzum görürse bu hususta fırkadan münasip zatları tevkil edebilir" (m.18)
Fırka Divanı, Partinin Birimleri, Partili Bakanlar, Parti Meclis Grup Yönetim Kurulu ve Parti Umum-i Hey'et-i İdare adı verilen "Parti Divanı" (m.21) ve "Umum-i Hey'et-i İdare"den oluşmaktadır. Parti Divanı karar organı, Umum- i Hey'et-i İdare, yürütme organı konumundadır.
Fırka Divanı:
"Madde 20-Fırkaya mensup vekillerle, Umumi heyet-i idare ve Fırka Grubu Hey'et-i İdaresi azalarından mürekkeptir."
Tüzük ve programın yorumu yetkisi Fırka Divaninindir (m. 22). Fırka Divanı kararlan bağlayıcıdır. Bu kararlara muhalefet, Partiye muhalefet sayılır (m. 24) Fırka Divanı, ayda bir olağan olarak toplanır (m. 26). Umumi Hey'et- i İdare üyeliğinde boşalma olduğu taktirde, yenisi Fırka Divanı tarafından seçilir (m. 29).
Umumi Hey'et-i İdare:
"Madde 31- Umumi Hey'et- i İdare, 9 azadan teşekkül eder. Umumi Hey'et-i İdare daima hal-i içtimadadır"
"Madde 33-Bu hey'etin tabii reisi Umumi Reistir. Umumi Hey'et-i İdare azasından birisi Umumi Reis tarafından Katib-i Umumiliğe intihab edilir. Katib-i Umumi Umumi Reis adına ifa-yı vazife eyler"
Umumi Hey'et-i İdare üyeleri büyük kongrede seçilir, yeniden seçilmeleri mümkündür (m. 34). Parti faaliyetleri hakkında iki ayda bir, hazırladığı raporu Fırka Divanının onayına sunar (m. 37). İl başkanı olarak görev yapmak üzere atanan "Parti Mutemetlerini" görevlendirir ve gerektiğinde görev yerlerini değiştirir (m. 37-39)
İl kongrelerinin Umumi Kongreden 3 ay önce aynı gün toplanması kabul edilmiştir (madde-43). Bu kural parti örgütünün demokratik işleyişi bakımın­dan bugün de önemlidir. Parti kongrelerine, yukarıdan aşağıya yapılması muhtemel müdahalelerin önlenmesi bakımından yararlı bir düzenlemedir.
Vilayet kongrelerinde Vilayet İdare heyetleri seçilmektedir (m. 42-48).
Vilayette Fırkanın Başkanı, Vilayet Mutemedidir:
"Madde 51- Vilayet Mutemedi fırkanın vilayette mümesilidir. Hudud-u vezaifi, fırkanın gaye-i teşekkülü ve esasatı umumiyesiyle muayyen olup umur-u hükümet ve hükümete ait mesalih-i ahaliye müdahaleden mem­nudur.
Madde 52- Umumi Hey'et-i idare İle vilayet mutemedi muhabere eder. Madde 53- Vilayet mutemeti, her kaza merkezine fırka mutemeti tayin eder ve Umumi Hey'et-i idareye bildirir."
İl Başkanlığı görevini, merkezden atanan Mutemetler, İlçe Başkanlığı görevini İl Mutemetinin atadığı, İlçe Mutemetleri yürütmektedir.
Tüzüğün 6. Bölümünde (madde-82) İl örgütlerinin denetlenmesi için müfettişlik kurumu oluşturulmuştur. İller, müfettişlik bölgelerine ayrılmıştır.
Meclis Grup Teşkilatı (m. 83-100) düzenlenmiştir. Fırka Grubu, "kendi için­den bir reis, iki reis vekili ve 9 azadan ibaret bir hey'et-i idare" seçer. (m. 85).
Grup üyelerinin söz ve soru sorma özgürlüğü düzenlenmiştir:
"Madde 92- Grup içtimalarında grup azaları rey ve içtihatlarında tamamen serbesttirler. Gruba mensup vekiller ile meb'uslara ait veyahut zuhur eden devlet ve hükümet meseleleri hakkında bilakaydüşart beyan-ı fikir eder­ler ve vekillerin herhangi birinden izahat talep edebilirler"
10 Kasım 1924'te yapılan grup toplantısında, "Halk Fırkası", adının önüne "Cumhuriyet" sözcüğü eklenerek, Partinin adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" ol­muştur. Bu toplantıda tüzük değişiklikleri de yapılmıştır. 87. Maddede grup idare heyeti seçiminin yapılması mart ayı yerine kasım ayına alınmıştır.
Yapılan değişiklikler:
"1. İstizah, fırka kararıyla fırkada cereyan eder.
İstizahın meclise intikali ancak fırka kararıyla vuku bulur.
Fırka kararı olmadan sual istizaha kalbedilemez.
Fırkanın esasat ve mukareratı aleyhine fırka azası beyanat ve neşriyatta bulunamaz."[2]
9 Kasım 1924 günü 9 milletvekili partiden istifa etmiştir. İstifa eden millet­vekillerinin yeni bir parti kuracağı yönünde haberler çıkmıştır. TBMM'de iki partili bir dönemin başlayacağı düşünülerek, Parti içinde disiplinsizliği ve Parti Hükümetinin yıpraülmasını önlemek amacı ile, hükümetin tamamı veya bakanlar hakkında verilecek gensorunun grupta görüşülmesi benimsenmiştir. Böylece, partili milletvekillerinin muhalefetin işine yarayacak davranışlardan
I
kaçınmaları sağlanmış olmaktadır.
Yapılan değişiklikler, 92. Maddeye eklenmiştir. 1927 tüzüğünde 101. Madde halini almış, disipline ilişkin hüküm ise 110. Madde olarak düzenlenmiştir.
Parti Milletvekili adayları, "Büyük Divanla fırkaya merbut idare hey'etleri arasında muhabere edilerek kararlaştınlır" (m. 101)
Parti üyeleri, Parti adaylarına oy vermekle yükümlüdür (m. 102). Parti adaylarına oy vermeyen partililer, Partiden ihraç edilir (m. 103)

itibar ve meriyette bulundurmayı ve vazedilecek kanunların vilayeti ammesini ve her ferde seyanen tatbikini umdei esasiye olarak takrir eder".
Cumhuriyet Halk Fırkasının Genel Başkanı'nın Gazi Mustafa Kemal olduğu 6. maddede belirtilmiştir:
"Madde 6-Cumhuriyet Halk Fırkasının umumi reisi; Fırkanın banisi olan Gazi Mustafa Kemal Hazretleridir."
1923 Tüzüğünün 5. maddesinde Genel Başkanın Kongre tarafından seçile­ceği hükme bağlanmıştır. Genel Başkanın tekrar seçilmesi mümkündür. 3. Tüzüğün (1927) 7. maddesinde "umumi esasların" hiçbir şekilde değiştirile­meyeceği belirtilmiştir. Bu tüzükle, Gazi Mustafa Kemal, değişmemek üzere Genel Başkan olarak kabul ediliyordu.
İlk Tüzükten sonra, Cumhuriyet kurulmuş, barış sağlanmıştır. Cum­huriyete karşı kalkışmalar yaşanmıştır. Ülkenin iman çalışmalan başlablmıştır. Bütün bu çalışmalann önderi Gazi Mustafa Kemal'dir. Geçen süre içerisinde CHP, Onun önderliğinde yürümüştür. 1927 Tüzüğü ile, kendisini sonsuza kadar Genel Başkan olarak kabul etmiştir.
1923 Tüzüğünde Umumi Esaslann üçte iki çoğunlukla değiştirilebileceği kabul edilmiştir (m. 7). 1927 Tüzüğünde Umumi Esaslann Değiştirilemeyeceği belirtilmiştir. İki tüzük arasındaki önemli bir fark bu kuraldır.
Tüzüğün Umumi Esaslanndan sonra yer alan Birinci Bölümünde, (m. 8-9) Partiye üye olmanın koşullan düzenlenmiştir. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında, aleyhte tutum içinde olanların Partiye üye olamayacağı belirtilmiştir (madde. 8/D). 1923 Tüzüğünün 3. maddesinde ise, "her Türk ve hariçten gelip Türk tabiyet ve kültürünü kabul eden herkes"in Partiye üye olabileceği belir­tilmişti. Görülüyor ki geçen kısa zaman zarfında, üye olmaya bazı sınırla- malann getirilmesi ihtiyacı duyulmuştur.
Kurtuluş Savaşı sırasında, bir kesim işgalcilerle işbirliği içerisine girmiş, bir kesim de Saraym kışkırtması ile, "din elden gidiyor" söylemi ile Kurtuluş Savaşı "aleyhine" bir tutum içinde olmuş, ayaklanmalar çıkarmıştır. Cumhuriyet rejiminin yerleştiğini, hilafet ve saltanatın geri gelmeyeceğini gören bu kesimlerin, yeniden etkinlik elde etmek için, Partiye girmeye çalışbk- lan görülmüş olmalıdır. Bu nedenle, üye olmayı sınırlandıran kural gerekli görülmüştür.
İkinci Kısımda; Fırka Teşkilatı başlığı altında Büyük Kongre düzenlenmiştir (m. 10-18)
Büyük Kongre dört yılda bir toplanacaktır (m. 10). 1923 Tüzüğünde kon­grenin her yıl 23 Nisanda toplanacağı belirtilmiştir. Bu hükme rağmen 1927'ye kadar Büyük Kongre toplanmamıştır. Kongrenin toplanma süresinin dört yıla çıkarılması, kongrenin parti politikalannı belirlemek yönünden çok önemli ol­madığını düşündürmektedir. Kongrenin delegelerinin kimler olduğu ince­lendiğinde, milletvekillerinin çoğunlukta olduğu görülmektedir. TBMM'nin tatil dışında toplantı halinde olması gibi nedenler dikkate alındığında kon­grelerin o gün için daha sık toplanmasının gerekli görülmediğini düşündür­mektedir. Kongre; partili milletvekilleri, mıntıka müfettişleri, Büyük Kongre­nin tabii üyeleri, il mutemetleri ve illerden seçilen ikişer temsilciden oluş­maktadır (m. 11).
Tüzükte, tabü üyelerin kimler olduğu belirtilmemiştir. Bununla birlikte, Genel Başkan ve Fırka Divanı (Genel Yönetim Kurulu) üyelerinin tabii üye olarak kabul edildiğini söylemek mümkündür.
Kongre üyelerinin büyük çoğunluğu, Genel Başkanlık Divanı tarafından belirlenen milletvekilleri, parti müfettişleri, parti mutemetleri ve tabü üyeler­den oluşmaktadır. 1927'de CHP'nin tüm illerde örgütü bulunmamaktadır. İllerden seçimle gelen temsilciler Büyük Kongrede küçük bir azınlık oluştur­maktadır. Bu durum, 1950 seçimlerinden sonraya kadar sürmüştür. Kongrede atamayla gelen üyelerin çoğunlukta olması, CHP'nin tek parti yönetimi boyunca halkla gerekli bağlan kuramamasının ya da Kurtuluş Savaşından hemen sonra halktan kopmaya başlamasının önemli bir nedeni olarak değer­lendirilebilir.
Merkez Teşkilatı:
"Madde 19- Fırkanın (Merkez Teşkilatı) Umumi Riyaset ve Riyaset Divanından ve Fırka Divanı ile Umumi Hey'et-i idareden ve Fırka müfet­tişlerinden ibarettir. Umumi Riyaset
Madde 20- Umumi Reis; Büyük kongrenin, Fırka Divanının, Umumi Heyet-i idare ile Meclisteki Fırka Grubunun da tabii reisidir. Umumi Riyaset Divanı
Madde 21- Umumi Riyaset Divanı, Fırka Umumi Reisi ile kendisinin bizzat intihap edeceği Umumi Reis Vekilinden ve Umumi Heyet-i İdare azası meyanından seçecekleri Fırka Katib-i Umumisinden ibarettir Madde 22- Umumi Riyaset Divanının vereceği kararlar tekmil Fırka aza- sınca bilakaydüşart mutadır.
Madde 23- Umumi Riyaset Divanı, Büyük Millet Meclisi intihabını idare ve Fırkanın mebus namzetlerini tespit eder. Namzetler; Umumi Reis tarafından ilan olunur.
Madde 24- Umumi Riyaset Divanı: Büyük Kongrenin hal-i içtimada bu­lunmadığı zaman umumi heyet-i idaresinde münhal vukuunda yerine mü­nasibini intihap eder."
Görüldüğü üzere, Partinin yönetimi, Genel Başkan, Genel Başkan tarafın­dan seçilen Vekili ve Parti Genel yönetim kurulu tarafından seçilen Genel Sekreterin elinde bulunmaktadır. Diğer organların etkinliği ikinci derecededir. "Fırka Divanı
Madde 25- Fırka Divanı: Riyaset Divanından, Fırkanın kabine azasından; Umumi Heyet-i idare ile Fırka Grubu Heyet-i idaresinden teşekkül eder.
Fırka divanı indelicap riyaset divanı tarafından içtimaa davet edilir. Fırka divanına umumi reis veya umumi reis vekili bulunmadığı zamanlarda tevkil edeceği zat riyaset eder. Fırka divanının katib-i umumilik emrinde bürosu vardır.
Madde 26- Fırka Divanı: Riyaset Divanından, Fırka kabine azasından, umumi heyet-i idareden ve Fırka grupu heyet-i idaresinden mevrut ve ruz- namesine dahil mesail-i mühimmeyi müzakere; nizamnamenin mevadını tefsir eyler"
Umumi Heyt-i İdare (Genel Yönetim Kurulu)
Madde 27- Umumi Heyet-i İdare; Büyük kongre tarafından müntehap dokuz azadan teşekkül eder, lakal haftada bir defa içtima eyler." Genel Sekreter (Katib-i Umumi), bölge müfettişleri ile haberleşir, gereken konularda talimat verir (m. 30)
Genel Yönetim Kurulu, bölge müfettişlerini görevlendirir (m. 32) Kendi içinden bir sayman seçer (m. 35)
Üçüncü Kısımda düzenlenen Parti Müfettişliğine özel bir önem veril­miştir. 1923 Tüzüğünde Parti Müfettişliği yer almamıştır. 1923 tüzüğünde bu­lunmamakla birlikte CHP'nin yabana olmadığı bir kurumdur. İttihat ve Terakki Nizamnamesinde yer alan parti müfettişliği, 1927 CHP tüzüğüne bu­radan alınmıştır.
Partinin yetişmiş yeterli kadrosunun bulunmadığı bu dönemde, parti örgütlerinin denetimi önem taşımaktadır. Parti Merkezi bir yandan belirlediği mutemetleri il örgütlerinin başına atarken, diğer yandan parti müfettişliği makamı oluşturarak denetimi işletmiştir.
İller müfettişlik bölgelerine ayrılmıştır (m. 37). Müfettişler, Partinin bölge­deki en yüksek makamıdır. Partinin tüm hesap ve faaliyetini denetleme, düzeltme ve yol gösterme yetkileri bulunmaktadır (m. 39). Kurulacak toplum­sal dernek ve kuruluşların yönetim ve başkanlıklarına getirilecek kişilerin Müfettişlerce uygun bulunması gerekmektedir (m. 40). Müfettişler, örgüt yönetimlerinden uygun bulunmayanlann görevden alınmasını ve yerine ye­nilerinin atanmasını, kongrelerde usulsüzlük yapılması halinde iptal edilmesini isteme yetkisine sahiptir (m. 41). Müfettişler, senede bir kez Genel Sekreterlikçe belirlenecek bir tarihte Parti Genel Merkezinde toplanacaktır (m. 42). İl Mutemetleri tarafından belirlenecek kaza ve nahiye mutemetleri, müfet­tişlerin onayı ile atanmaktadır (m. 60/C-65 /D). Müfettişler, il yönetim ku­rullarının beş veya yedi üyeden oluşmasını takdir eder (m. 71/D)
Görüldüğü üzere, müfettişlere geniş yetkiler tanınmıştır. Müfettişlik Maka­mı il örgütleri ile Genel Merkez arasında, yer alan hiyerarşik bir makamdır. İl örgütü Genel Merkezle doğrudan yazışma yapamamaktadır. Yazışmalar Bağlı bulunduğu müfettişlik ile yapılmaktadır, il yönetimleri Müfettişliğin talimat­ları doğrultusunda örgütü yönetmektedir, il yönetimleri müfettişliklere üç ayda bir rapor sunmaktadır, İl yönetimleri, müfettişliğin oluru ile ilçe yöne­timlerini onaylamaktadır, belediye ve diğer mahalli yönetim birimlerinin adaylannı müfettişliğin onayı ile il yönetimleri belirlemektedir, (m. 72/A, B, F, H, İ). Müfettişler, genel sekreterlikle görüşerek ilçe ve il kongre takvimini be­lirlemektedir (m. 75) Müfettişler, il yönetim kurulu tarafından partiden ihracına karar verilenlerden uygun bulduklannı Umumi Riyaset Divanına sunmaktadır (m. 81).
Okuma yazma oranının çok düşük olduğu, il ve ilçelerde yeterli parti örgütlenmesinin bulunmadığı, gerekli sayıda, nitelikli kadro bulmanın güç olduğu bu dönemde, bir yandan mutemetlik yoluyla, diğer yandan müfettiş­lik makamı tarafından Partinin çalışmalan bir düzene bağlanmaya ve parti örgütlenmeye çalışılmıştır.
Denetim yönünden, 1927 tüzüğü ve müfettişlik uygulamasından bugün de yararlanmak gerekir. Partinin 18 Nisan 1999 seçimlerinde aldığı sonuçlarda, denetimsizliğin payının bulunduğu düşünülmelidir.
Parti Mutemetlerinin atanmalan, görevleri aynntılı olarak düzenlenmiştir (m. 45-50). Müfettişlerin gerekli görmesi halinde, "Vilayet, Kaza ve Nahiyelere mutemet tayin olunur" (m. 45)
Köy ve Mahalle Teşkilatı aynntılı olarak düzenlenmiştir (m. 52-57).
Ocak Müteşebbis heyeti on üye kaydettiği takdirde Ocak kurulmuş olur (m. 52).
Her köy veya mahalle Ocağı senede bir kez Kongre yapar (m. 53) Fırka üyesi, on sekiz yaşını bitirmiş olan herkes, Halk Kongresinin tabii üyesidir (m. 54)
Nahiye Kongreleri, köy ve mahalle ocaklanndan gelen birer delegeden oluşur (m. 58)
Nahiye İdare Heyetleri üç veya beş kişiden oluşur (m. 61)
Kaza Kongresi, bağlı nahiyelerden gönderilen üçer temsilciden oluşur (m.
64)
Kaza İdare Heyetleri, üç veya beş kişiden oluşur (m. 66).
Vilayet Kongresi, kaza kongrelerinden seçilen üçer temsilciden oluşur (m.
69)
Vilayet İdare Heyetleri, Müfettişlerin önereceği sayıda, vilayet kongre­lerinden seçilen, beş veya yedi kişiden oluşur (m. 71/D).
Kongrelerin ortak hükümleri (m. 75- 75)
1923 tüzüğünde, disiplin hukuku aynntılı olarak düzenlenmemiştir. 1927 Tüzüğünde, disiplin kurallan düzenlenmeye başlanmış, ancak henüz tam olarak gelişmemiştir (m. 81-86).
Parti ilkelerine aykırı davranış, Büyük Kongre ve Başkanlık Divanı karar- lanna uymama, parti adaylanna oy vermeme ve aleyhte çalışma, partiden çıkarılma nedeni sayılmıştır (m. 81)
Disiplin kurullan henüz oluşmamıştır. Parti Meclis Grubu üyelerinin disi-' plin işlemleri için "Divan-ı Haysiyet" düzenlenmiştir (m. 112-118). Parti üyeleri
hakkında verilecek Partiden çıkarma cezası, Vilayet İdare Heyetinin teklifi, Müfettişliğin uygun bulması ve Umumi Riyaset Divanının kararı ile uygulan­maktadır (m. 81-82).
Altıncı Kısımda, Mecliste Grup Teşkilatı düzenlenmiştir (m. 92-123). Parti Meclis Grubu için sıkı bir disiplin öngörülmüştür. Grup kararlan bağlayıcıdır (m. 102). Toplantılara katılmayanlar, kararlardan haberdar olmak zorundadır (m. 103). Meclis içi seçimlerde Parti adaylanna oy vermekle yükümlüdürler (m. 105). Tek parti yönetimi olmasına ve seçimlerde hemen tümüyle Parti adaylannın milletvekili seçilmelerine karşın, Meclis Grubu için sıkı disiplin kurallan öngörülmüştür. Cumhuriyet rejimini benimsemeyenlerin halk ara­sında ve bazen milletvekilleri üzerinde etkili olması bu kurallann getirilme­sine neden olmuştur.
Milletvekillerinin yapabileceği işlere özel bir önem verilerek düzenleme yapılmıştır.
"Madde 119- Mebusların hususi hayatlarında; ticaret, ziraat, sanayi ve sairedeki iktisadi ve mali faaliyetleri devletin resmi kanunlarına tabidir. Fakat C.H. Fırkasına mensup mebusların mebusluk sıfatlarını hususi haya-ı iktisadiye için istismar etmemelerine Fırka Reisiumumiliği dahi hususi bir itina gösterecektir.
Madde 120- Sermayesinin ekseriyeti devlete ait olan müessese ve şir­ketlerle menaif-i umumiyeye ait mukavele-i mahsusaya müstenit imtiya­zlı şirketlerde ve inhisar idarelerinde Hükümet tarafından meclis-i idarelere tayin olunan azalar ve müessesatı temsil vaziyetinde bulunanlar Fırkaya mensup mebuslardan olmayacaktır. Mütebaki şirket ve müesse­selerde meclis-i idare azalığı kavaid-i umumiyeye aittir. Madde 121- B.M. Meclisi'nin Reisi ve Reis vekilleri ve icra Vekilleri ile Fırka Katib-i Umumisi ve Fırka Grubunun Reis ve Reis Vekilleri ile Cumhuriyet Halk Fırkasının Müfettişleri gerek devletin alakadar olduğu müesseselerde ve gerekse devletin alakadar olmadığı hususi şirket ve müesseselerde müdürlük ve meclis-i idare azalığı gibi idare ve temsil vaziyetlerinden hakiki surette feragat ederler. Müdürlük ve meclis-i idare azalığı gibi bir idare vaziyeti olmaksızın hususi müesseselerde hissedar olmak devletin kavaid-i umumiyesine tabidir."
Bu bölümde düzenlenen etik kurallar önemlidir. Kurtuluş Savaşından çıkan ülkede, yokluk ve yoksulluk egemendir. Devlet olanaklannın kullanıl­ması, para kazanma yollarından birisidir. Devrim yapan tüm kadrolan, ikti­darı ele geçirdiklerinde hükmedecekleri ekonomik olanaklann etkisinde kalma, bunlardan yararlanma tehlikesi beklemektedir. Devrimcilik, halkçılık para ile sınava girmektedir.
Pek çok kişi, bu sınavı kaybedecektir. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ve bazı arkadaşlan bu sınavı başarı ile tamamlamış siyasetçilerdir.

ması belirtilmiştir (m. 16). Fırka Teşkilatı;
"Madde 12-Fırka teşkilatı, başında, merkezde Umumi Reis bulunmak, vilayetlerde ocaklardan başlamak üzere, şunlardan vücut bulur.
Umumi Reislik,
Umumi Reislik Divanı,
Büyük kongre ve Umumi İdare Heyeti,
Vilayet, kaza, nahiye, ocak idare heyetleri ve kongreleri,
Fırka grubu,
Fırka divanı," Umumi Reislik
Madde-18 Umumi Reis, Fırkanın yüksek idaresini elinde tutar ve fırkayı temsil eder. Fırka namına söz söylemek salahiyeti ancak Umumi Reistedir; Umumi Reis, lüzum görürse, bu hak ve salahiyetini Umumi Reis Vekiline veya Fırka Katib-i umumisine bırakır. Umumi Reislik Divanı
Madde 19- Umumi Reis ile vekili ve Umumi idare heyeti azası arasından Umumi Reisin seçeceği Fırka Katib-i Umumisi, Umumi Reislik Divanını vücuda getirir.
Madde 20- Umumi Reislik Divanı Büyük Millet Meclisine aza seçilmesini
idare eder, fırkanın mebus namzetlerini kararlaştırır.
Divan, namzetler ile intihap işleri hakkında Grup idare heyetinin ve
Umumi idare heyetinin reyini yoklayabilir.
Namzetler Umumi Reis tarafından ilan olunur.
Madde 21- Umumi idare heyetinde münhal vukuunda yerine münasibini Umumi Reislik Divanı seçer.
Madde 22-Umumi Reislik divanının vereceği kararlara bütün fırka aza- sınca kayıtsız ve şartsız itaat olunur"
Partinin yönetim erki, Umumi Reislik Divanının elinde toplanmış bulun­maktadır. Kararlan bağlayıcıdır, milletvekili adaylannı belirler.
Büyük Kongrenin dört yılda bir toplanması kabul edilmiştir (m. 24) Büyük Kongreye (m. 24-36) illerden, her il kongresinden ikişer ve üye sayısı on bini geçen illerde her fazla on bin üye için seçilecek bir delege katıl­maktadır. Bu değişiklikle üye sayısı fazla olan illere daha fazla temsil olanağı getirilmiştir. Milletvekilleri doğal delegedir. Aynca, Partiye bağlılığı Genel Başkanlıkça kabul edilen tüzel kişiliklerin birer temsilci göndermesine olanak sağlanmıştır (madde 25/b)
Umumi İdare Heyetinin on dört üyeden oluşması kabul edilmiştir (m. 37). 1927 Tüzüğünde dokuz üyeden oluşmaktadır (m. 27).
Partili milletvekillerinden çalışmalar için komisyonlar oluşturulması kabul edilmiştir (m. 41).
İl kongrelerinin iki yılda bir, mahalle, köy, nahiye ve kaza kongrelerinin her yıl toplanması benimsenmiştir (madde 46). Kongrelerde, üye adedine göre temsil ilkesi benimsenmiştir (madde 49). 1927 tüzüğünde böyle bir temsile yer verilmemiştir. Üye sayısına göre temsil, parti içi işleyişin demokratikleşmesi yönünde geliştiğini göstermektedir. Üst kurullarda alt örgütü temsil edecek delegelerin yedeklerinin de seçilmesi kabul edilmiştir (madde 50/2). Yeni ve yerinde bir düzenleme olarak, toplantılar için ortak hükümler öngörülmüştür. 1927 Tüzüğünde, il, nahiye, ilçe il kongrelerinin her biri ayn düzenlemişken, 1931 tüzüğünde, ortak hükümler getirilmiştir.
Örgüt yönetim kurulu üye sayısı yeniden düzenlenmiştir. Ocak yönetim kurullannın 3-5, kaza yönetim kurulannın 5-7, il yönetim kurullannın 7-9 kişi­den oluşması kabul edilmiştir (madde 68).
Örgüt yönetim kurullannın yapacağı işler aynntüı olarak düzenlenmiştir. Halkevi açmak görevi olarak verilmiştir (madde 75/G). Üç ayda bir üst yöne­time rapor verme ilkesi kabul edilmiştir (madde 75/i). Üç ayda bir rapor ver­ilmesi yükümlülüğünün kabul edilmesi, örgüt yönetimlerini çalışmalanm gözden geçirmeye, parti program ve ilkeleri ile, kendilerine verilen talimatlar doğrultusunda görevlerini yerine getirmeye gayret etmesi bakımından önem­lidir. Önümüzdeki dönemde oluşturulacak tüzükte, rapor sisteminin yeniden getirilmesi ve uygulamasının düzenli biçimde sürdürülmesi ve denetlen­mesinin sağlanması yararlı olacaktır.
Bazı il başkanlannın fahri yada aylıklı olarak Umumi Reislik Divanı tarafın­dan atanması kabul edilmiştir (madde 78).
Müfettişlik kurumu 1931 tüzüğünde yer almamıştır. Müfettişliğin, Parti Merkezi ile il örgütü arasında yer alması, gereksiz bir bürokratik mekanizma oluşturmuştur. Müfettişlik teşkilatı da önceki tüzükte düzenlenmemişti. Uygulamada güçlüklerin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Özellikle, il, ilçe, nahiye kongrelerine kadar müfettişliklere yüklenen aynntılı görevlerin yerine getirilmesindeki güçlükler bunlardan bazılan olsa gerektir.
Müfettişliklerle birlikte, mutemet uygulaması da kaldırılmaktadır. Mutemetliğin yerine sınırlı bir uygulama olarak 78. maddede düzenlenen il başkanı atanması öngörülmektedir. Mutemetlik, parti içi demokratik işlerliğe uygun değildir. Yaygınlaşan ve gelişen örgütün, mutemetler aracılığı ile yönetilmesinde zorluk vardır. Atanan mutemetler ile, seçimle göreve gelen ve halkla parti arasında bağı kuran seçilmiş yöneticilerin arasında çelişkilerin çıkması ve sıkıntılara yol açması muhtemeldir. Bu nedenle yeni tüzüğe alın­madığını söylemek mümkündür.
.Bugün de örgütlerin atama yöntemiyle yönetim birimlerinin oluşturul­masına olumlu bakmadığı bilinmektedir.
9
-| Mayıs 1935 tarihlerinde TBMM salonunda toplanan 4. Büyük
JL OKurultay tarafından kabul edilmiştir.1
Kurultaydan önce, tüzük metni o günkü akıma göre, Öz Türkçeleştiril- miştir. Tüzüğün sonunda yer alan süresiz maddeye göre "Dördüncü Büyük Parti Kurultayının kabul ettiği Program ve Tüzüğün Öz Türkçe'ye çevrilmesi Genel Başkanın lüzum görmesine ve onaylamasına bırakılmıştır". Bu yetkinin Genel Başkan Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. 1935 Tüzüğü olarak bulduğumuz tüzük, öz Türkçe'ye çevrilmiştir. Tüzük met­ninin arkasına bir sözlük eklenmiştir. Tüzük metninde bugün hiç kullanıl­mayan sözcükler bulunmaktadır. Bu sözcüklerin karşılığı günümüzde basılan sözlüklerde de bulunmamaktadır. Tüzük dilinin değiştirilmesi, o günkü dil akımına paralel bir çalışmadır. Hükümeti, Dil Devrimini sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi, kendi tüzüğünü de Öz Türkçeleştirmiştir. Tüzük asıl olarak 1931 tüzüğüdür. Toplam 152 maddeden oluşmuştur.
Tüzük değişikliğinin gerekçesi, Tüzük Komisyonu raporunda açıklan­mıştır:
"Nizamnamenin genel varlığı parti kurumunun ana ihtiyaçlarına lazım ge­len cevabı vermekle beraber fırka bağlılığına kuvvet verecek maddelerle, fırka disiplinini kuvvetlendiren ve bir parti üyesi olmanın ne olduğunu çevreleyen esaslarla sağlamlaştırılmış, tatbik noktasından daha kolay, daha toplu hale getirilmiştir"2
Parti sözcüğü ilk kez 1935 tüzüğünde kullanılmıştır.
Maddede üyelerin ilişkisi şöyle tanımlanıyordu: "Partililer programda ve esaslarda sağa sola çekilmeyecek bir açıklıkla inceden inceye çizilmiş yolda birlik ve be­raberlikle yürürler." denilmektedir.
1931 Tüzüğünde ise şöyle denilmiştir: "Fırka mensupları fırkanın programım, prensiplerini bilecek onları müdafaa edecektir". Değişiklik yapılırken vurgunun artırılmış olması, programın farklı yorumlannın görülmüş olması ile izah edilebilir. Bu nedenle Programın sağa sola çekiştirilemeyeceğinin ifade edilmesi ihtiyacı duyulmuştur.
Altı Ok'un partinin simgesi olduğu, ilk kez 1935 Tüzüğünün 8. Maddesin­de ifade edilmiştir. 1931 programında tamamlanan altı ilke, tüzükte altı ok
CHP Tüzüğü. Partinin Dördüncü Büyük Kurultayı onaylamıştır. Mayıs 1935. Ulus
Basımevi-Ankara
Dördüncü Büyük Kurultay Görüşme Tutalgası S. 44
olarak belirtilmiştir. Altı Ok, 8. maddede "Partinin, ana vasıflarım gösteren altt oklu bir bayrağı, bir rozeti ve bir marşı vardır. Bunlar örneğine göre yapılır ve kul­lanılır" şeklinde ifade edilmiştir.
1935 Tüzüğünün Partiye üye olabilme koşullanm düzenleyen 9/Ç, 1931 Tüzüğünün 7/Ç, 1927 Tüzüğünün 5., 1923 Tüzüğünün 3. maddelerinde, Türkçe bilme, Türk kültürünü benimsemiş olma üyelik koşulu sayılmıştır. Bu yıllarda Kürt nüfusun çoğunluğu oluşturduğu illerde Partinin örgütü bulun­mamaktadır.
Üye kayıtlannın, topluca törenle yapılması öngörülmüştür (madde 12). Bununla, partiye üye olmanın önemli olduğu üyelere anlatılmak ve üye ol­mak çekici hale getirilmek istenmektedir.
Genel Sekreterin Genel Yönetim Kurulu üyeleri arasından Genel Başkan tarafından seçileceği açık olarak ifade edilmiştir. Önceki tüzüklerde, açık bir ifade yoktur (madde 29).
31. Maddede, Büyük Kurultay üyeleri yeniden düzenlenmiştir. Genel Yönetim Kurulu üyelerinin kurultay delegesi olduğu ilk kez açık olarak ifade edilmektedir. Aynca il kongrelerinden seçilecek iki delege + on bin üyeyi aşan her on bin üyeye karşılık bir delege + (ilk kez) il başkanlannın Kurultay Delegesi olduklan kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile, örgütten gelen kongre delegelerinin ve kongrenin toplam üye sayısı artmaktadır.
Aynca "Partiye bağlı olduğu Genbaşkurca (Genel Başkan, Genel Sekreter ve Genel Başkan Yardımcısından oluşan kurul, (m. 24) onaylanmış hükmi şah­siyetler bulunuyorsa onlar da Büyük Kurultaya delege gönderebilirler" (m. 31/Ç) denilmektedir. Bu dönemde, Partinin; toplum içinde faaliyet gösteren, partiye bağlılığı kabul edilen tüzel kişilerin önemsendiği; bu kuruluşların en üst düzeyde temsiline olanak sağlanmak istendiği anlaşılmaktadır.
Günümüzde de partinin kitlelerle bağ kurması, var olan bağlann sağlam­laştırılması bakımından, (Siyasi Partiler Kanununda engeller bulunmasma karşın) kitle örgütlerinin temsilini sağlamak için onlann temsilcilerine ku­rullarda yer vermek yararlı olacaktır.
Genel Yönetim Kurulu üye sayısı on altıya çıkanlmıştır. Genbaşkura, gerektiğinde Genel Yönetim Kurulu üye sayısını artırma olanağı verilmiştir. Tüzük değişikliği mahiyetindeki bu yetki, önceki tüzüklerde yoktur (m. 44).
1935 Tüzüğünde, delege sayısında da değişiklik yapılmıştır. 1931 Tüzüğün­de, bir üst kongreye katılmak üzere, her ocakta, üç yüz üyeye karşı bir delege, nahiye kongrelerinde her beş yüz üyeye karşı iki delege, fazla her beş yüz üye içirj bir delege, kaza kongrelerinde her bin üye için üç delege, sonraki her bin üye için bir delege seçilmesi kabul edilmiştir (m. 49). Aynı konuyu düzenleyen 1935 tüzüğünün 56. maddesinde ise, ocak kongrelerinde her iki yüze kadar olan üyeler için iki, sonraki her yüz üye için bir delege, Kasaba kongrelerinde, üç yüze kadar olan üyeler için iki, sonraki her üç yüz üye için bir delege, ilçe ' kongresinde ilçenin toplam üye sayısının ilk bine kadanna üç delege, sonraki

her bin üyeye karşılık bir delege seçilmesi kabul edilmiştir (m. 56).
Üyelerin kongrelerde oy kullanabilmesi için kongreden üç ay önce, seçile­bilmesi için bir yıl önce yazım işlemlerinin tamamlanmış bulunması öngö­rülmüştür (m. 56 son)
64. maddede, mülki idare amirlerinin kongrelere katılması, gerektiğinde açıklamalarda bulunmalan, gizli yapılan oturumlara, en yüksek mülki idare amirinin (en büyük sivil buyurman) katılması öngörülmüştür. Bu tek partili rejim olmamn bir göstergesidir.
70. maddede, yönetim kurulu üyelerinin kendi kongrelerinde oy kullan­maları yasaklanmıştır. Bu madde isabetli değildir. Sonraki kongrelerde değiştirilmiştir.
95. maddede, "parti örgütünün kendi hükümetinin" başanlı olması için çaba göstereceği belirtilmiştir.
144. maddede, partili gazetecilerin uyacağı ilkeler belirtilmiştir.
147. maddede, yönetim organlan ile, parti adına herhangi bir görev ala­bilmek için, parti yardım parasını (ödenti) ödemiş olma koşulu getirilmiştir.
A
tatürk'ün ölümünden sonra, 26.12.1938 tarihinde toplanan ÜSNOMAL (1. Olağanüstü) Büyük Kurultayda tüzük değişikliği yapılmıştır.
"Madde 2- Partinin banisi ve ebedi Başkanı Türkiye Cumhuriyetinin mües- sisi olan Kemal Atatürk'tür.
Madde 3- Partinin Değişmez Genel Başkanı ismet inönü'dür. Madde 4- Partinin değişmez Genel başkanlığı aşağıdaki üç surette inhi- lal edebilir:
Vefat,
Vazife yapamayacak bir hastalığı sabit olması,
İstifa
Bu üç şekilden birisi dolayısile inhilal vukuunda Parti Büyük Kurultayı der­hal toplanarak Partiye mensup Mebuslardan bir zatı değişmez Genel Başkanlığa seçer"1
Kurultayda, Genel Başkanlık seçimi yapılmamıştır. Sadece tüzük deği­şikliği yapılmıştır.
İsmet İnönü, Kurultayda "Milli Şef" ilan edilmiştir.
Değişmez Genel Başkanlık gerekçesi olarak kurultayda şu görüşlere yer verilmiştir.
"Şefin rolü, her ülkede ve bilhassa parti hayatına yeni girmiş ülkelerde çok önemlidir. Çünkü politik kanaatleri genellikle prensipler halinde birleştirip olgunlaştıran ve prensipleri zihinlere aşılayacak ve sürekli besleyecek olan "Şeftir. CHP gibi bir partinin dar çerçevesinden çıkarak hemen bütün vatandaşları sinesinde toplamış olan bir partinin şefliğine seçilecek olan ali şahsiyetin milli şef vasfını da kazanmış olması doğal olduğuna göre, Parti Genel Başkanının yüksek şahsiyetini her dört yılda bir ve her kurul­tay toplantısında görüşme ve tartışma konusu yapmayıp, Parti Genel Başkanının yüksek şahsiyetini esas kabul etmek, bu yüksek makamın is­tikrarını ve otoriteyi takviye bakımından milli çıkarlara daha uygun görülmüştür"2
Parti Genel Başkanlığı'nm boşalması halinde ne yapılacağı konusunda tüteükte bir hüküm bulunmuyordu. Bu eksiklik tamamlanmış oluyordu. 1923 Tüzüğünde, genel başkanlık seçimi düzenlenmişti (m. 5). 1927 ve 1931 Tüzü-
Cumhuriyet Halk Partisi Büyük Kurultayı'nın Fevkalade Toplantısı Tüzük Komisyonu Tasarısı..
CHP Üsnomal Büyük Kurultayının Zabtı. Recep Usuluoğlu Basımevi 1938
ğünde, seçim için düzenleme yapılmamıştı.
1927 Tüzüğünde, Mustafa Kemal Atatürk'ün partinin Genel Başkanı olduğu (m. 6), umumi esaslar başlıklı birinci bölümün değiştirilemeyeceği (m. 7) belirtilmişti. Böylece, Atatürk'ün Genel Başkanlığı değişmez bir tüzük kuralı olmuştu.
İsmet İnönü'nün Genel Başkan seçilmesi üzerine, aym kural tüzükte ko­runmuştur.

tüzük tasansı sunulmuştur. 1935'te Öz Türkçe olarak yazılan tüzük met­ni anlaşılır değildir. Günlük konuşma dilinden oldukça farklı olan metnin de­ğiştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Aynca, yeni düzenlemeler yapılmıştır.1
"Nizamname Encümen Raporunda" tüzüğün dilinin değiştirilmesinin gerekçesi "lisan itibariyle de dil çalışmalarının son vasıl olduğu neticelere ve halkımı­zın bugünkü konuşma ve yazma diline uygun bulduğumuzu tebarüz ettirmeyi vazi­fe biliriz" şeklinde ifade edilmiştir"2
Nizamname Encümeni, Kurultaya sunulan tüzük taslağı üzerinde bazı değişiklikler yapmıştır. Değişikliklerle birlikte Kurultaya sunulan Tüzük Tasansı oylanarak kabul edilmiş edilmiştir.
1935 Tüzüğünde değişiklik yapılmasının nedenlerinden birisi, parti içinde Müstakil Grup adı ile bir grubun oluşturulmasıdır. Parti Müfettişliği yeniden getirilmiştir.
Tüzüğün 29. maddesinde; "Genel Sekreterin Parti Hükümetine aza olarak girmesi temin olunur" denilmiştir. Genel sekreterin, örgütten gelen isteklerin, kabine üyelerine iletilmesi için kabinede yer alması öngörülmüştür.
Müstakil Grubun Kuruluş Gerekçesi:
Genel Başkan İsmet İnönü Kurultay zabıtlanna geçen konuşmasında, Müstakil Grubun kuruluş gerekçesini "şuurlu ve çalışkan bir müstakil gurubun icra mevkiinde olan milletvekilleri ekseriyetine ve hükümetine esaslı bir yardım temin ederken, büyük milletimize de, kendi işleri için yeni bir teminat hazırlayacağını ümit ediyoruz.." şeklinde ifade etmiştir.
CHP Genel Sekreteri Fikri Tuzer, Kurultayda yaptığı konuşmada Müstakil Grup kurulmasının gerekçesini şöyle açıklamıştır:
"Çeyrek asırlık siyasi hayatımızın pek dağdağalı geçen safahatı göz önüne getirilirse, tek fırkalı kalmanın, aziz ve mübarek vatanımızın men­faatlerine en uygun siyaset olduğu teslim edilir.
Fakat buna mukabil, tek bir siyasi teşekküle azadan vücut bulan bir mecliste,kendi kendini tenkit ve murakabe imkanlarının da teminine zaruret bulunduğu, red ve inkar edilemez bir hakikattir. (Müstakil Grubun) bu pek mühim ve hayati vazifeyi tamamıyla başara­bilecek dinç bir kuvvet ve zinde bir uzviyet olacağına kani bulunuyorum".
5. Büyük Kurultay Zabtı. Ulus Basımevi, Ankara 1939
Mayıs 1939 tarihinde Ankara'da toplanan 5. Büyük Kurultaya yeni bir
Kurultay Zabh.
Müstakil Grup kurulmasının nedeni, tek parti hükümetinin icraatının, denetlenmesi için bir yöntem olarak öngörülmesidir. Bir yandan da çok par­tili rejime geçiş hazırlığı olarak değerlendirilmiştir. Müstakil grup, kurulduk­tan sonra 1939 ve 1943 Büyük Kurultaylannda rapor sunmuş, görüşlerini ifade etmiştir. Yeni partilerin (DP) kurulmasından sonra, gerek kalmadığı için, 10 Mayıs 1946'da toplanan 2. Olağanüstü Kurultayda Müstakil Grup kurulmasını düzenleyen hükümler tüzükten çıkartılmıştır.
Müstakil Grup Reis Vekilini Genel Başkan atayacaktır (m. 105). Müstakil Grup üyeleri kurultayda seçilecektir (m.47). Müstakil Grup Parti grubunun toplantılarına katılabilecek, ancak söz haklan bulunmayacak, oy kullanamay­acaktır. Müstakil Grup üyeleri Parti hükümetine katılamaz (m. 129) Müstakil Grup, toplantılanna partili olmayan milletvekillerini davet edebilir (m. 127)
Müstakil Grubun görevi şöyle sıralanmıştır (m. 128) "Parti Müstakil Grubunun vazifesi:
Devlet işlerinin iyi cereyanını, parti nizamname ve programının, Büyük Kurultay kararlarının en iyi tatbikini, Meclis Grup kararlarına tabi olmak­sızın, murakabe etmektir.
Bu grup, dört senelik faaliyeti hakkında gelecek Kurultaya rapor takdim eder.
Müstakil Grup, Umumi Heyetinin kararı ile, icra Vekillerinden sual ve is- tihzah yapabilir ve İcra Vekilleri için Mecliste itimat reyi tahrik edebilir.
Müstakil Grup Reis Vekili, parti hükümetinin muvaffakiyetine yardım et­meye, nifak, ihtiras ve şahsiyata mani olmaya bilhassa dikkat eder."
1924'te tüzükte yapılan değişiklikle, icra vekilleri hakkında güven oyu is­tenmesi (gen soru verilmesi) parti grup karanna bağlanmış, sıkı bir disiplin ge­tirilmiştir. 1939 yapılan değişiklikle, Müstakil Gruba, icra vekilleri hakkında güven oyu isteme hakkı getirilmektedir.
Müstakil Grup Reis Vekili, devlet ve parti organlan nezdinde, Parti Grup Reis Vekili ile aynı haklara sahiptir (m. 130).
Kurultayda, Müstakil Grubun kurulmasının beklenen yaran sağlamaya­cağı yönünde eleştiriler yapılmıştır.
Müstakil Grubun kuruluşunu, Zekeriya Sertel şöyle değerlendirmiştir:
"Milli Şefin bugün tesisine teşebbüs ettiği Müstakil Grup da, bugünkü ihtiyaçların ve bugünkü zaruretlerin bir mahsulüdür. Bu grup, memlekette ikiliğe meydan vermeksizin, parti nizam ve disiplin­ine ve parti kararlarına da uymaya mecbur kalmaksızın, murakabe vaz­ifesini yapabilecek bir teşekkül olacaktır.
Mecliste bir Müstakil Grup tesisi teşebbüsü, İngiliz Parlamentosundaki muhalif grubun teşekkülüne benziyor ve parlamento tarihimizde bir dönüm noktası olarak telakki ediyoruz." [3]
Müstakil grup üyeliğinde boşalma olduğu taktirde Genel Başkan atama yapabilecektir (m. 33).
Diğer değişiklikler:
1935 Tüzüğünde üyelik yaşı 18 idi (madde 9/A), yeni tüzükte 22'ye çıkanldı (m. 11/A).
Parti Müfettişliği yeniden getirilmiştir:
Parti Müfettişliği ilk kez 1923 Tüzüğünün (Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesi) 82. Maddesinde "Teftiş Daireleri" olarak düzenlenmiştir.
Parti Müfettişliği 1927 Tüzüğünde, "Müfettişlik" başlıklı bölümde yer alan 37-44 maddelerde düzenlenmiştir.
1931 Tüzüğünde, Müfettişlik kaldırılmıştır. Aradan geçen süre içerisinde Müfettişliğe ihtiyaç duyulmuş ve yeniden tüzüğe alınmıştır.
Parti Müfettişliği, (m. 20/Ç), Müstakil Grup (m. 20/F) parti teşkilatının un- surlan olarak sayılmıştır. Parti müfettişlerinin görevleri ayn bir nizamname ile aynntılı olarak düzenleneceği belirtilmiştir (m. 58). Parti örgütlerinin parti pro­gramı doğrultusunda çalışıp çalışmadığı sıkı bir denetim altına alınmak isten­miştir.
Genel başkan vekili seçimi düzenlenmiştir (m. 27). Önceki tüzükte, Genel Başkan Vekilinin seçimi ile ilgili bir hüküm bulunmuyordu. Genel Sekreter Fikri Tuzer, değişiklik gerekçesini şöyle açıklamıştır:
"Bilirsiniz ki şimdiye kadar mer'i olan nizamnamede, Genel Başkan Vekilliği'nin kime tevcih edileceğine dair hiçbir kayıt mevcut değildi. Bu ci­hetin vazıh ve her türlü tereddüde mani olmasındaki ehemmiyet izaha muhtaç olmadığından, 27. madde bu maksadı temin için ilave edilmiştir".
Bu değişiklikle Genel Başkana partili milletvekillerinden birisini Genel Başkan Vekili olarak atama yetkisi veriliyordu. Genel Başkan Vekilinin yetki­lerini de Genel Başkan belirleyecektir.
Genel Sekreterin Umumi Heyet (Genel Yönetim Kurulu) üyeleri arasın­dan Genel Başkan tarafından atanması kabul edilmiştir (madde 28).
Genel Sekreterin, hükümette görev alması kabul edilmiştir (m. 29). Bu madde ile parti ile hükümet bütünleşmektedir. İçişleri Bakanlığı görevini Parti Genel Sekreteri yürütecektir. Bu dönemde, Parti İl Başkanlığı görevini valiler yapıyordu. Genel Sekreterin bakan (İçişleri) olması, valilerin il başkanı olması, tartışmalara da neden olmuştur. Bazı delegeler, bu değişiklik önerisini, Partinin hükümetin icraatını denetlemesi gerektiği, bu şekilde bütünleşirse denetimin ortadan kalkacağını belirterek eleştirmişlerdir.
Valilerin il başkanı olmalarına ilişkin bir tüzük hükmü bulunmamaktadır. O dönemde, memurlann siyaset yapmasını yasaklayan bir kural yoktur. Tek parti iktidan vardır. Devlet ile Partinin bütünleşmesine çaba gösterilmektedir. Bu bakımdan, memurlann CHP'ne üye olmalannda bir sakınca görülmemiş­tir. Buna bağlı olarak da ilin en yüksek memuru olan valinin partinin il başkan­lığına getirilmesinde salanca görülmemiştir.
Partinin Mebus adaylannı saptama yetkisi Genel Başkan, Vekili ve Genel Sekreterden oluşan Genel Başkanlık Divanına aittir (md.32).
33. madde ile Genel Başkana Genel Yönetim Kurulunda (Parti Umumi Heyeti) boşalma olması halinde, boşalan üyeliğe atama yapma yetkisi ver­ilmiştir. Bu madde 1935 Tüzüğünde bulunmuyordu. Bu madde ile Genel Başkanın yetkileri daha da artınlmıştır.
37. maddede belirtilen açık oylama yapılması, madde metninden çıkarılmıştır. Açık oylama, serbest iradeyi ortadan kaldıran bir uygulamadır bu nedenle metinden çıkarılmıştır. Bunun yerine "İntihaplar gizli reyle yapılır" düzenlemesine yer verilmiştir.
140 ve 141. maddelerde milletvekülerinin yapamayacağı işler yeniden be­lirlenmiştir.

18. maddenin birinci fıkrası, (önceki 22. md) ocaklann kuruluşu düzen­lenmiştir. Birinci fıkrada küçük bir değişiklik yapılmış, üçüncü fıkra eklen­miştir.
Maddenin yeni şekli:
"Parti teşkilatı olmayan bir köy veya mahallede sakin (11. maddedeki vasıfları taşıyan) vatandaşlar Ocak kurmak ister ve bu maksatla birleşir- lerse, Nahiye ve Kaza İdare Heyetlerinin teklifleri üzerine Vilayet İdare Heyetinin kararı ile, ocak kurulur"
Doğrudan doğruya Vilayet İdare Heyetlerinin kararı ile de, lüzum görülen köy ve mahallelerde, ocak kurulabilir.
Bu hallerde Vilayet İdare Heyetince veya muvafakatiyle Kaza veya Nahi­ye idare Heyeti tarafından bir müteşebbis zat veya heyet o yere gönderi­lir.
Müteşebbis (zat veya heyet):
Aza kaydeder ve her azadan 8 nci maddedeki vasıfları haiz olduğuna Ve parti esasları ile program ve nizamnamesini kabul ettiğine dair taah­hütname alır.
Muvakkat ocak idare heyeti teşkil eder.
Alınan taahhütname, 10'uncu madde gereğince tasdike tabi tutulur. Muvakkat idare heyeti ilk kongrede yenilenir.
Parti teşkilatı kurulmamış olan vilayetlerde teşkilat kurmak sırası gelin­ce mahalli şeraite göre Vilayet merkezinden ve Vilayet İdare Heyetinden başlanarak Umumi İdare Heyeti tarafından yapılacak bir talimata uyularak Partinin bütün kademeleri ihtiyacı karşılayacak surette teşkil olunur."
18. maddeye eklenen üçüncü fıkra ile, parti örgütünün bulunmadığı yer­lerde, örgütün kuruluş yöntemi düzenlenmiştir.
21. maddenin (önceki 25. md) birinci fıkrasına ek yapılmıştır.
"Bulundukları yerlerin münasebet ve vaziyetlerine bakılarak birden fazla mahalle ve köy tek bir ocağa bağlanabilir ve bunlara semt ocağı denir. Görülecek lüzum üzerine müteaddit mahalle veya köy ocaklarından mürekkep itibari nahiyeler de teşkil edilebilir."
Yapılan ekle, ihtiyaç duyulan yerlerde, idari taksimata bağlı kalmaksızın, Parti tarafından, yeni örgütler oluşturulabileceği öngörülmüştür.
Daha önce tartışmalara neden olan, "Genel Sekreterin parti hükümetine aza olarak girmesi temin olunur'' hükmüne (m. 29) yeni tüzükte yer verilmemiştir. Genel Sekreterin hükümette yer almasının, partinin hükümet üzerinde dene­tim yapma olanağını ortadan kaldıracağı ileri sürülmüş ve eleştirilmişti.
Valilerin il başkanı, İçişleri bakanının genel sekreter olması, yurttaşlann karşılaştıktan sıkıntılar karşısında başvuracaklan bir makamın kalmaması an­lamına gelmektedir. Bu .uygulama, kimi kime şikayet edeceğiz şeklinde eleşti­rilmiştir.
1935 Tüzüğü tartışılırken bu hükme karşı çıkan Çanakkale delegesi Halil
Dilmaç, görüşlerini şöyle ifade ediyordu:
"Fakat iş müntehap başkanlıklar safhasına girince, parti kemiyet ve key­fiyet itibarıyla yükselmişti. Halk da her hususta partiyi kendisinin muini ve müzahiri olarak addetmiştir. Bu hal, partinin mütekamil devresi olarak telakki ediliyordu.
Fakat bilahare valilere intikalinden dolayı, her gün partiye karşı halkta bir alakasızlık baş göstermiştir.
Hatta bir kayıt muamelesine dahi lüzum görmemek için partinin kapısın­dan geçmeyenler olmuştur.
Bendeniz on üç yıldan beri fasılasız olarak parti içinde çalıştığım için, bu söylediğim sözler tamamen hakikate müstenittir. Alakadar oldum ve çok tetkik ettim.
Acaba partiye karşı başlayan bu alakasızlık neden ileri geliyor? Gördüm ki, sebep şahıslarda, valilerde filan değil, şekillerdedir. Birincisi 'Kimi kime şikayet edeceğiz?'...
ikincisi, herhangi bir dilekçe için şikayette bulundu ise, çok arkadaşımız bilirler ki, alacağı cevap şudur: 'Arkadaş, söz torbaya girmez. Bir istida ge­tir.
Parti mümessillerine yapılan müracaatların, hemen denilebilir ki, onda dokuzundan müspet bir netice alınamamıştır.
Binaenaleyh, memlekette, 'Kimi kime şikayet edelim?' hissi hasıl olmuş ve partiye karşı bir alakasızlık başlamıştır"[4]1935 Kurultayında ifade edilen bu görüşlerin zaman içinde kabul gördü­ğü ve Genel Sekreterin hükümette yer almasına son verildiği anlaşılmaktadır.
Halil Dilmaç'ın eleştirisinden bugün de alınacak dersler vardır. O günkü koşullarda, halkın büyük'çoğunluğu okur-yazar değildir. "Git bir istida getir" dendiğinde, büyük bir külfet yüklenmektedir. Vatandaş, gidip derdini anlay­acak okur yazar birini bulacak, dilekçe yazdıracak, çoğu kez para ödemek du­rumunda kalacaktır. Yoksul ve çaresiz olan insanlara gösterilen bu yol, işi yokuşa sürmektir.
Bugün de Parti örgütlerimizi, sorunlannın çözümünde bir kapı olarak gö­rerek gelen yurttaşların 'Mecliste değiliz, hükümet değiliz, bir şey yapamayız' denilerek geri çevrilmesi muhtemeldir.
Keza Partili başkanlar tarafından yönetilen belediyelere de her gün sorun­lannın çözümü için yüzlerce yurttaş başvurmaktadır. Yurttaşlann isteklerine ilgi gösterilmesi, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kolaylaştırılması Partinin yeniden güven kazanması bakımından önem taşımaktadır.
Parti örgütlerimize başvuranlar, sorunlan için çözüm bekleyen, Partiden umudunu kesmemiş, gönül bağı olan insanlardır. Onlann sorunlannı çözmek için, samimi bir çaba gösterilmelidir. 'Biz bir şey yapamayız' denmemelidir. Bu söylem, halkta, 'Gelecekte de bir şey yapamazlar' kanaatini oluşturacak olum­suz bir söylemdir.
27. maddenin (1939 tüzüğü 32. md) 2. Fıkrasındaki, "Parti Grubu", Müstakil Grubun kurulması nedeniyle "Parti Grupları" olarak değiştirilmiştir.
32. maddede kurultayın açılışı düzenlenirken, "Büyük Kurultay mürettep azalan mutlak ekseriyetiyle açılır ve müzakereye başlar." Cümlesindeki "azaları" sözcüğü, azası olarak değiştirilmiştir.
39. madde, (1939 tüzüğü 44. md) yeniden düzenlenmiştir.
Maddenin önceki şekli (44. md.):
"Büyük Kurultayın umumi heyet müzakereleri alenidir. Umumi heyet müzakereleri yalnız partililere açık bulundurulabileceği gibi gizli toplantılar da yapılabilir"
Maddenin yeni şekli (39. md.):
"Büyük Kurultayın müzakerelerini açılış celsesinden sonra ancak Partililer dinleyebilirler. Kurultay isterse bir meseleyi gizli olarak görüşebileceği gibi Parti dışından dinleyici kabul etmeğe de karar verebilir"
Parti Büyük Kurultayının, açılışının herkese açık olduğu, sonraki görüşme­lerin sadece partililere açık olduğu belirtilmiştir. Ancak, Kurultay, toplantının herkese açık olmasma veya gizli olmasına da karar verebilecektir.
Önceki tüzüğün, "Büyük Kurultayın açılışı Parti Teşkilatıyla bütün Partililer için kutlu bir hadise sayılır." Şeklindeki 49. maddesi metinden çıkarılmıştır.
47. madde Parti İdare Heyetinin görevlerini saymıştır. Maddenin bent­lerinde değişiklik yapdmıştir. (ç) harfinin kullanılmaması nedeniyle fıkra sıra numaralan değişmiştir. Maddenin birinci fıkrasına "Parti Divanının" sözcük­leri eklenmiştir. Parti İdare Heyetinin görevleri, Parti Başkanlık Divanı ile Parti Divanını görevi dışındaki işler olarak sayılmıştır.
Gerektiğinde kongrelerin yeniden yapılmasını öngören (g) (önceki f) ben­dinin son sözcüğü, "kongreleri yenilemek" yerine, "kongreleri yeniletmek" olarak değiştirilmiştir.
(i) bendinde (önceki h) değişiklik yapılmıştır.
"Milli teşekküllerle ve partiye bağlı hükmi şahsiyetlerle ilgilenmek" şeklinde başlayan metin "Memleket içinde bütün teşekküllerle ilgilenmek" şeklinde değiştirilmiştir. Partinin belirli bazı kuruluşlarla ilgilenmesi doğru bulun­mamış, tüm teşekküllerle ilgilenmesi gerektiği belirtilmiştir.
(j) bendinin (önceki "i"), son cümlesinin "vilayet idare heyetlerinin bütçelerini tasdik ve yıl sonu hesap hülasalarını tetkik etmek" bölümünün "tasdik" ve "et­mek" sözcükleri arasındaki bölümü metinden çıkarılmıştır.
(k) bendine (önceki ı), "Parti teşkilatını devamlı ve planlı bir şekilde teftiş et­tirmek ve Parti Müfettişlerini tayin ederek Genel Başkanlık Divanın tasvibine arz etmek," cümlenin "ve" sözcüğü ile başlayan bölümü eklenmiştir.
Maddenin, "inkılap müzesi için çalışmak" şeklindeki önceki (n) bendi yeni 47.
maddeye alınmamıştır.
Partinin Halkevlerini denetlemesini düzenleyen 49. maddesinin (önceki 55. md) ilk cümlesine "Halkodaları" sözcüğü de eklenmiştir. Böylece partiye bağlı olarak oluşturulan halkodalarının Parti tarafından denetlenmesi de tüzük hükmü olarak düzenlenmiştir.
56. maddede (önceki 62. m), üst kongreler için alt örgütü temsilen seçilecek delege sayısı artırılmıştır. Buna göre:
fıkrada, ocak kongresince seçilecek delege sayısı, 200 üyeye karşılık, 2 yerine 4,
fıkrada, nahiye kongresince seçilecek delege sayısı, 300 üyeye karşılık, 2 yerine 4,
fıkrada, kaza kongresince seçilecek delege sayısı 1000 üyeye karşılık, 3 yerine 4 olarak belirlenmiştir.
Maddenin sonuncu fıkrasında, memuriyeti sona ererek partiye üye olan­ların, seçme hakkım kullanmak için beklenecek üç aylık ve seçilebilmek için beklenecek bir yıllık süreye tabi olmayacaklarına ilişkin bölüm metinden çıkarılmıştır. Böylece, eski memurlar ile memur olmayan yeni üyeler arasın­daki ayrım ortadan kaldırılmıştır.
madde, önceki 65 ve 66. maddelerin birleştirilmesi ile yeniden düzen­lenmiştir.
"59-Kongreler, kendi İdare Heyetlerinin reisleri tarafından, azasının mut­lak ekseriyetiyle açılır. Bu ekseriyet yoksa toplantı bir gün sonraya bırakılır ve o gün gelen aza ile iktifa edilir."
maddede, kongre başkanlık divanının oluşturulması ve üst örgütün alt kademe kongrelerini denetlemesi düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin önüne, "Müfettişler bölgeleri içinde" sözcükleri eklenmiş, böylece, müfettişlerin bölgelerindeki kongrelere başkanlık yapabileceği öngörülmüştür. "Nahiye ve Ocak kongrelerinin nizamnameye göre yapılmalarım temin için yukarı derecedeki idare heyetleri kendi azalarından veya partililerden bir zatı müşahit sıfatı ile gönderebilir" şeklindeki birinci fıkranın üçüncü cümlesinde "nahiye ve ocak" sözcükleri çıkarılmış, böylece,tüm örgüt yönünden, üst örgütün alt örgüt kongrelerini denetlemesi öngörülmüştür.
62. maddenin (önceki 69.md), "Gizli olmasına karar verilen müzakerelerde delegelerden başka yalnız en büyük mülkiye amiri bulunabilir" şeklindeki üçüncü fıkrası metinden çıkarılmıştır.
. Bu tarihte, hükümet komiserinin kongreleri izlemesi şeklinde bir düzen­lemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. CHP'nin tek parti olması nedeniyle, bu tür bir düzenleme o dönemde olağan bir düzenlemedir.
64. maddede, (önceki 71. m) kongrelerde oylama düzenlenmiştir. Madde­nin, "Kongrelerde kararlar reis ve reis vekilleriyle azanın yarısından fazlasının reyi ile verilir" şeklindeki birinci cümlesinde, "reis vekilleri" sözcüğü çıkarılmıştır.
73. maddenin (önceki 80. m) "Parti mebusları, kendi ocaklarının bağlı bulun­dukları vilayetin kongresine iştirak edebilirler" şeklindeki birinci cümlesi "Parti mebusları, bütün parti kongrelerine iştirak edebilirler" şeklinde değiştirilmiştir.
İdare Heyetleri başlıklı bölümde yer alan, 77. madde yeniden düzenlen­miştir. Önceki 84. Maddenin bir ve ikinci cümlesinin yazılışı, imla yönünden düzgün değildir. İki cümle birleştirilerek yeniden yazılmıştır:
"77- Ocak kongresi 3-5 kişilik kendi ocak idare heyetini, Nahiye kongresi 3-5 kişilik nahiye idare heyetini, Kaza kongresi 5-7 kişilik Kaza idare heyetini, Vilayet kongresi 7-9 kişilik vilayet idare heyetini seçer"
maddede (önceki m. 90) parti yönetim kurullannın toplanma ve karar alma yöntemi düzenlenmiştir. Önceki metinde, karara katılmayanlann muhalefet şerhi belirtmelerine izin verilmemiştir. Bu eksiği tamamlamak amacı ile "İmzaların üstüne şerh verilmez" cümlesi metinden çıkarılmış "Azadan karara muhalif kalanlar muhalefet sebeplerim o karar altına yazıp imza ederler" cümlesi eklenmiştir.
maddede (önceki 91) parti idare heyetlerinin görevleri sayılmıştır. Yeni maddede öncekinde olmayan "Partinin prensiplerini, her vesile ile parti için sevgi uyandıracak bir tarzda halk arasında yayıp herkese benimsetmek" cüm­lesi (a) bendi olarak eklenmiştir.
madde, devamsızlık nedeniyle yönetim kurulu üyeliğinin düşürül­mesini öngörmüştür. Bu işlem, önceki tüzüğün 92. maddesinde "...üç defa gelmeyen aza istifa etmiş sayılır" şeklinde ifade edilmiştir. Yeni metinde "üç defa gelmeyen aza vazifesinden affedilir" şeklinde ifade edilmiştir. Önceki metnin ifade şekli, daha doğrudur.
94. madde, hükümet üyeleri ile Parti yetkilileri arasındaki yazışmalar düzenlenmiştir, metnin yazımında düzeltme yapılmıştır.
Yazışmanın Genel Sekreter veya yetki verdiği kişiler tarafından yapılması öngörülmüştür. Önceki metinde "...İcra Vekilleriyle Genel Sekreter veya bunların adlarına harekete salahiyetli kimseler arasında şifahi veya tahriri olarak cereyan eder" şeklindeki düzenleme, yeni metinde:
"İcra Vekilleriyle Genel Sekreter veya bunların adlarına harekete salahiyet almış kimseler arasında sözle veya yazılı olarak cereyan eder" olarak yer almıştır. Bu cümleden sonra vilayetlerdeki durumu düzenleyen cümle, ayn fıkra olarak metinde yer almıştır.
96. maddede, Müstakil Grup üye sayısı 21 yerine 35 olarak belirtilmiştir.
107. madde (önceki 114.md) Mecliste yapılacak seçimlerde Partili Milletvekillerinin tutumu ve grupta yapılacak seçimler düzenlemiştir. Maddenin ikinci fıkrası iki fıkra halinde düzenlenmiş, ikinci fıkraya ilave yapılmış, kalan kısım üçüncü fıkra olarak yazılmıştır.
İkinci fıkra:
"Grupça yapılacak seçimler gizli reyle olur. Gizli rey neticesinde ekseriyet nisabı hasıl olmazsa ikinci defa yapılacak gizli rey sonunda en çok rey alan seçimi kazanır" şeklinde düzenlenmiştir.
maddede, Müstakil Grubun üye sayısı, 35 olarak belirtilmiştir.
maddede, (önceki 126.md) Müstakil Grubun, idare heyeti üye sayısının artınlarak üçten dörde çıkarılması öngörülmüştür. Maddenin bu konuyu düzenleyen ikinci cümlesi:
"...Müstakil Grubun reis vekili ile bu Grupça Millet Meclisinin her içtima sen­esi başında seçilen dört azadan mürekkep bir idare heyeti vardır" şeklinde yazılmıştır.
maddede değişiklik yapılmıştır. Önceki metinde, Müstakil Grubun, görüşmelerine "Partiye mensup olmayan mebusları" davet edebileceği öngö­rülmüştür. Yeni metinde "Müstakil Grup heyeti umumiyesi. Gruba mensup ol­mayan mebusları müzakerelerine dinleyici olarak davet edebilir" denilerek, parti üyesi olsun veya olmasın tüm milletvekillerinin grup toplantılarına davet edilebileceği belirtilmiştir.
132. madde, yeni bir madde olarak düzenlenmiştir:
"132-a) Partinin her mebusu, yurdun bir yerinde bir parti ocağının üyesi ol­mağa mecburdur.
Partinin mebusları, kendi Parti dairelerinin umumi toplantılarında bu­lunmağa çalışırlar,
Her mebus mebusluğa seçilmesini, esas olarak kendi seçim dairesinin serbest reyini kazanmaktan beklemelidir.
Parti yüksek idaresi tarafından Büyük Millet Meclisi'ne namzet gösterilen her partili, ilk devre esnasında kendilerine Parti içinde bir çalışma muhiti kararlaştırırlar.",
Bu madde ile, milletvekillerinin, seçim çevreleri ile iyi ilişkiler kurmaları ve güven kazanmak için çaba göstermeleri istenmektedir.
146. maddede, Parti örgütlerinin paralannı bankalarda muhafaza etmeleri öngörülmüştür. Banka bulunmayan yerler için "Banka olmayan yerlerde parayı idare heyeti saklar" cümlesi maddeye eklenmiştir.
148. maddede disiplin cezası gerektiren davranışlar sayılmıştır. Maddenin (C) bendinde, "Hakikatin hilafına olarak kendisini bir vazife ve salahiyet sahibi gösterenlere" ceza verileceği belirtilmiştir. Bende, "kendisim" sözcüğünden sonra "Partice" sözcüğü eklenmiştir. (C) bendi "Hakikatin hilafına olarak ken­disini Partice bir vazife ve salahiyet sahibi gösterenlere" şeklini almıştır.
155. maddede (önceki 161md.), değişiklik yapılmış, madde iki madde halinde düzenlenmiştir.
Maddenin önceki şekli:

"161- Genel Başkanlık Divanı kararı olmadıkça veyahut talimatına göre yoklama yapılmadıkça seçimlerde namzet gösterilemez. Bu taktirde seçimler serbest yapılır, bu gibi hallerde Parti mensupları hususi teşeb­büslerle namzet gösterilebileceği gibi idare heyetleri de seçimden bekle­nen iyi neticeyi almak ve Parti mensuplarını kazandırmak için seçimi mü­nasip surette sevk ve idare edebilirler"
Maddenin yeni şekli:
"155-Genel Başkanlık divanı kararı olmadıkça veyahut talimatına göre yoklama yapılmadıkça seçimler serbesttir, namzet gösterile­mez.
Bu taktirde, İdare Heyetleri seçimlerden beklenen iyi neticeyi almak için seçimi münasip surette sevk ve idare edebilirler" "156-Genel Başkanlık tarafından serbest seçime arz edilen namzet listesinde mutlaka seçilmesi işaret olunanlar ile Parti dışından alı­nacak müstakil namzetlere rey verilmesi mecburidir"
157. maddede (önceki 162. md.) Parti görevleri ile bağdaşmayan işler sayılmıştır. Hayır cemiyetlerindeki görevlerle ilgili bir eksiklik giderilmiş, "munzam bir vazife alamazlar" yerine "munzam ücretli bir vazife alamazlar" de­nilmiştir.

bizzat kendisi tarafından belirlenmesine rağmen, parti içinde bazı huzursuz­lukların bulunduğunu ve kendisinin bundan rahatsız olduğunu göstermek­tedir. Bugün de, özellikle parti organlarında bulunanların, yerine zamanına bakmadan Parti tartışması yapmaları, iş yapacak görevlerde bulundukları halde iş yapmak yerine, eleştiri yapmayı seçmelerinin Partinin bu günkü du­ruma gelmesinin nedenleri arasında saymak mümkündür.
II. Olağanüstü kurultaydan sonra seçimlere gidilmiştir. Seçim bildir­gesinde; "Vatandaş, oyunu Atatürk'ün kurduğu, İnönü'nün başında bulunduğu CHP'nin adaylarına ver.
"CHP'nin listesi İnönü'nün kendi listesidir. Liste üzerinde değişiklik yapmak kim­seyi kazandırmaz, partiyi kaybettirir.
CHP'ne güveniyorsan, İnönü'nün ilan ettiği listenin tamamına oy ver." de­nilmiştir.
Bildirgede Atatürk ve İnönü adlan öne çıkarılarak oy istenmektedir. Bildirge, bir güvensizliği açığa vurmaktadır. CHP'nin Atatürk tarafından ku­rulduğu ve Başında İnönü'nün bulunduğu herkesçe bilinmektedir. Bu vurgu, bu hatırlatma, bir kaygıyı gösteriyor. 1950 seçimlerinde de aym vurgu yapıl­mıştır.
"Atatürk'ün Partisi" vurgusu, 1999 seçimlerinde de öne çıkmıştır. Sonuç, 1950 seçimlerinden daha kötüdür. CHP'nin Atatürk tarafından kurulduğu, ilk öğretim çağında okutulan Cumhuriyet Tarihi derslerinde yazılıdır. Yani bu gün de herkesçe bilinmektedir. Halk, CHP'nin Atatürk'ün partisi olmasına değil, CHP'nin bu gün ne yapıp yapmadığına bakmaktadır.
"T ryKasım-3 Aralık 1947 tarihlerinde toplanan 7. Büyük Kurultayda, yeni bir -L / tüzük tasansı hazırlanmış tartışılmış ve kabul edilmiştir. Çok partili seçimlerden sonra, tek parti döneminin tüzüğünün yetersiz kaldığı görülmüş, geniş kapsamlı değişiklik yapılarak tüzük yenilenmiştir.
1935'te Öz Türkçe olarak yazılan metin, yeniden eski şeklini alırken, daha çok bozulmuştur. 1927'den sonra yapılan CHP tüzükleri, bu metni esas almış, üzerinde değişiklik yapılmıştır. Dil olarak da ufak değişikliklerle aynı dil kul­lanılmıştır. 1939'da yeniden 1931 metnine dönülürken, tüzüğün dili gerile­miştir. 1947 Tüzüğü hazırlanırken, tüzüğün dili de olumlu yönde değişmiştir. Tüzük tasansının gerekçesinde, düzenlemenin gerekçesi açıklanmıştır:
"Parti tüzüğünün sistematik bir eser haline getirilmesi lüzumu da nazara alınarak bazı bölümlerin ve maddelerin tertip ve yazılış tarzı değiştirilmiş ve fikirlerin mantıki bir silsile dahilinde ve insicamlı bir şekilde sıralan­masına önem verilmiştir".1 1947 Tüzüğü, çok partili dönemde hazırlanmış ilk tüzüktür. Parti, tüzük değişikliği ile kendisini "çok partili rejime" uyarlamak istemiştir. Tüzük tartış- malannda, DP'nin variığından söz edilerek, dikkate alınmaktadır. Tüzük Komisyonu rapofunda değişiklik gerekçesi açıklanmıştır:
"Yeni tüzük tasarısının hazırlanmasında partimizin içine girmiş bulun­duğumuz çok partili yeni siyasi hayat şartlarına ve demokrasi gelişmeler­ine daha iyi cevap verecek şekilde kurulmasını, teşkilatlanmasını ve çalış­masını temin zihniyeti hakim olmuştur. Bunun neticesi olarak bir taraftan (Genel başkan Divanı) kaldırılmış, Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı olduğu veya Hükümette vazife aldığı taktirde Partinin fiili idaresine karış­maması Genel Başkanvekilliği ile Hükümet vazifelerinin bizzat üzerinde birleşmemesi esası kabul olunmuş ve (Divan)ın kuruluş tarzı değiştirilmek ve yetkileri genişletilmek suretiyle, bir Partinin fiili idaresinin ve denetleme işinin Kurultayda seçim yolu ile meydana gelen unsurların eline verilmesi sağlanmış, diğer taraftan da, Milletvekili adaylarının tesbitinde en büvük yetkinin İl ve ilçe kuruluşlarına tanınması prensibi konularak Parti teşki­latının memleketin sivasi hayatında geniş ölçüde rol ve vazife alması imkanı son derece genişletilmiştir.
Gerek bu esaslı yenilikler, gerek Büyük Kurultaydaki görüşmelerin pren­sip itibariyle açık olacağına, bütün Parti seçimlerinin, umumiyetle gizli oy -
1 7. Kurultay Tutanağı.

ile yapılacağına dair olan hükümler, Tüzüğümüze yeni demokratik gelişmelere uygun bir hüviyet verme yolundaki temayülün başlıca belirti­lerini teşkil eder.
Partimizin, kendi eseri olmakla öaündüâü ve şeref ve bahtiyarlığını duy­duğu çok partili sivasi havatın çetin şartları içinde ve daha büvük basan­larla devam edebilmesi için Tüzükte esaslı bünye değişikliklerine, tatbi- katta da veni ve taze bir ruh ve zihniyet hakim olmasına ihtiyaç belirmiş olduğu kanaatinde bulunan komisyonunuz, kendisine verilen tasarıyı bu fikirler zaviyesinden tasvibinize layik bir şekle sokmak için elinden gelen bütün gayreti sarf etmiş ve bunu zevkli bir vazife bilmiştir."2
Yapılan değişiklikler genel olarak şu şekilde sıralanmıştır:
"1- Partinin, bütün iradesi ve yetkileri, onun en yüksek organı olan Kurultayda toplanmıştır..."
Kurultayın dört yıl yerine iki yılda bir toplanması,
İl kongrelerinden Kurultay için seçilen iki üyenin, dörde çıkanlması,
Parti faaliyetleri görüşülürken Parti Divanı ve Genel Sekreterlik gibi so­rumlu organların oya katılmaması,
Genel Sekreterin Kurultaya bir faaliyet raporu sunması,
Kurultay gündeminin önceden hazırlanarak üyelere bildirilmesi, öner­ilmiştir.
İki Kurultay arasında en yetkili organ Parti Divanı olarak belirlenmiş, Genel Başkanın görev ve yetkileri de buna göre sayılmıştır.
Genel Başkanlık müessesesi Genel Başkan ve Vekili olarak belirtilmiştir.
Genel Başkan ve Vekilinin iki yılda bir Kurultayda seçilmesi kabul edil­miştir.
Genel Başkanın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, Genel Başkanlık görevi fiili olarak Genel Başkan Vekili tarafından yürütülecektir.
Genel Başkan Vekilliğinin bakanlık görevi ile bağdaşmayacağı kabul edilmiştir.
Parti Divanı yeniden düzenlenmiştir. Genel gerekçede Parti Divamnın düzenlemesinin nedenleri açıklanmıştır:
"Komisyonumuzun kanaatince, Divan Partimizin genel kurmay heyetidir. Bu bakımdan onun kuruluş tarzı, bu mahiyete uygun düşecek şekilde ol­malıdır. Binaenaleyh, Divanı teşkil edecek partililerin, memleket ve Parti işlşrinıje bilgi, ihtisasları ve tecrübeleriyle temavüz etmiş kimseler olması. onun rolünü ve vazifesini. Parti için en favdalı şekilde yapabilmesinin başlıca şgrtıçlır, diye düşünüyoruz. Şimdiye kadar Parti Divanı Parti hay­atında canlı faal bir rol oynayamamıştır. Bu tasarıda düşünülen Divan, es- kişinden bambaşka bir hüviyette olacak. Partinin çalışmalarına bilgili ve şuurlu istikamet veren hir fjkir. irade ve enerii kavnağı teşkil edecektir.
2 7. Kurultay Tutanağı S. 222-223. Ankara 1948 52

Komisyonumuz, Divanın bu hüviyeti alabilmesi için, bir taraftan vazife ve yetkilerinin belli ve geniş olmasını, seçilmiş üyelerinin tabii üyelerine nis­petle çoklukta bulunmasını, diğer taraftan da sık sık ve belli zamanlarda muntazam toplanmasını ve başlıca çareler arasında mütalaa etmiştir... Eski Divanın şimdiye kadar, durgun, cansız ve faydasız bir müessese olarak kalmasını ve Parti hayatında faal ve yapıcı bir rol oynayamamış olmasını onun bu gibi unsurlardan mahrum bulunmasından ileri gelme bir netice olarak kabul etmek mümkündür." [5]
Genel Sekreterin Kurultayca seçilmesi benimsenmiştir. Üye yazımı kolaylaştırılmıştır.
Parti müfettişliği tarbşılmış,müfettişliğin bir organ olarak düzenlenmesinin sakıncalı olduğu belirtilmiştir.
Parti örgütlerinin sıralaması değiştirilmiş, Ocak örgütü birinci basamak olarak kabul edilmiştir. Gerekçede şu görüşlere yer verilmiştir:
"Parti kuruluşlarının temel basamak olan Ocaktan başlanarak sıralan­ması. ..
...Partinin en kuvvetli ve sağlam davanaöının ocaklar olduğu. bütün kuvvetini bu temel kuruluştan vani halktan alacaöı fikri belirtilmiştir, (7. Kurultay Tutanağı, S. 229)
Tüzük değişikliğinin gerekçesinden anlaşıldığı üzere, Partide, yukandan yönetim tarzına büyük ölçüde son verilmektedir. İllerden gelen Kurultay dele­gelerinin sayısı iki katına çıkanlmaktadır. Ocak teşkilatının önemi vurgulan­maktadır. Parti Milletvekili adaylannın bir bölümünün parti üyeleri tarafından belirlenmesi sistemine geçilmektedir. Kişiler değil, organlar öne çıkanlmak­tadır.          »
Tüzükte, önceki tüzüğün sistematiğine bağlı kalınmıştır. Ancak geniş kap­samlı bir değişiklik yapılmıştır.
Önceki metinde "kurulmuş" sözcüğünden sonra yer alan "programındaki esaslar üzerinde çalışan bir cemiyettir" sözcükleri metinden çıkarılmıştır. "Cemiyet"in yerine "dernek" sözcüğü yazılmıştır.
Önceki 2. Madde ile üçüncü madde yer değiştirmiştir.
madde olan önceki üçüncü maddede küçük bir değişiklik yapılmıştır. "Madde 2- Partinin kurucusu banisi ve Ebedi Başkam, Türkiye Cumhuriyetinin
kurucusu Kemal Atatürk'tür". "Bani" sözcüğü, Arapça, kurucu anlamına gel­mektedir. Tekrar oluşturduğu için "banisi" sözcüğü metinden çıkarılmıştır.
madde olarak düzenlenen önceki ikinci maddenin yazılışında değişik­lik yapılmıştır. İçerik aynı kalmıştır.
"Madde 3- Partinin amacı, programındaki prensipleri Türk milletine sevdirerek gerçekleştirmek, seçimleri kazanmak ve Parti Hükümetini kurmaktır. Bunu kanun yollarıyla sağlamaya çalışır."
Yeni üçüncü maddenin önceki şekli şöyle idi:
"Partinin maksadı, memleket hayatının bütün teşkilatında, kendi prensi­plerini Türk Milletine sevdirmek ve kabul ettirmektir. Partinin bunun için birinci vasıtası, kanun yolları ile seçimi kazanıp, Büyük Millet Meclisinde çoğunluğu elde etmek ve parti hükümeti kurmaktır".
Görüldüğü gibi, metin kısaltılmış ve yazım kurallarına uygun duruma ge­tirilmiştir.
Değişmez Genel Başkanı düzenleyen 4. Madde ve Genel Başkanlığın boşalmasını düzenleyen 5. Madde metinden çıkarıldığı için, 6. Madde 4. Madde olarak düzenlenmiştir.
Önceki metindeki "hayırlı" kuruluş yerine "Hayır Kurumları" yazılmıştır. "Madde 5- Partinin prensiplerini gösteren altı oklu bir remz-i vardır"
Maddenin önceki şekli şöyleydi:
" 7- Partinin ana vasıflarını gösteren altı oklu bir bayrağı vardır. Bir de marşı ola­caktır." Marştan söz edilmemiştir. Öyle anlaşılıyor ki parti bir marşa sahip ola­mamıştır.
"Partiye kabul edilme" başlıklı 6. Madde (önceki 8. md) yeniden düzen­lenmiştir. Önceki metinde yer alan "22 yaşım bitirme" koşuluna yer verilmemiş, dernekler kanununa atıfta bulunulmuştur. Dernekler Kanunu da üyelik yaşını 22 olarak düzenlemiştir. Kurultayda, Dernekler Kanunundaki üyelik yaşının 18'e indirilmesi yönünde görüşler ifade edilmiştir. Ancak, tutanaklardan an­laşıldığına göre, eğitim çağındaki gençlerin siyasete kanşması istenmediği için bu öneri kabul görmemiştir.
(b) bendindeki hacir sözcüğü "kısıtlı" sözcüğü ile değiştirilmiştir.
bendindeki "Milli Mücadele" sözcükleri "Kurtuluş Savaşı", "vaziyet" sözcüğü "durum" olarak değiştirilmiştir.
bendinde yer alan "Türkçe konuşan, Türk kültürü ile yoğrulmuş" ifadelerine yeni metinde yer verilmemiştir.
"Madde 6- a) Dernekler Kanununun gösterdiği yaşı bitiren,
Ağır hapis veya şeref ve haysiyeti kırıcı bir suç yüzünden hapis cezası ile hüküm giymemiş bulunan ve kısıtlı olmayan,
Halkça kötü tanınmış olmayan,
Kurtuluş Savaşında aykırı bir durum almamış ve bu gibi maksatlar gü­den kuruluşlara girmemiş olan,
Partinin bütün prensiplerini benimsemiş olan, Her Türk Cumhuriyet Halk Partisine girebilir"
7. madde (önceki 9. md) yeniden yazılmıştır. Yazım kurallarına daha uygun bir metin yazılmıştır.
"Madde 7-Partiye girmek isteyen her vatandaş, en az bir yıldan beri Partide yazılı iki üye tarafından bulunduğu yerin ocağına tanıtılır. Ve al­tıncı maddede sayılan vasıfları taşıdığı da bildirilir. Kendisinden ayrıca Partinin esasları ile program ve tüzüğünü kabul ettiğine dair bir "taahhüt kağıdı" alınır. Aday bununla Partiye "şeref sözü" vermiş olur".
Madde (önceki 10. md.) tek fıkra yerine üç fıkra olarak yeniden düzen­lenmiştir:
"Madde 8- Ocak İdare Kurulunun bu istek üzerine verdiği kararla Partiye kaydedilir.
Ocak İdare Kurulunun kabul veya ret kararı Bucak İdare Kurulunca da bir karara bağlandıktan sonra İlçe idare Kurulunun onaması ile tamamlanır. Bu iş en çok iki ay içinde bitirilir ve adaya bildirilir, isteği ilçe İdare Kurulunca reddedilen vatandaş İl idare Kuruluna başvurabilir. Bunun üz­erine il idare Kurulunca verilecek karar kesindir.
il idare Kurulunun ret kararına karşı Genel idare Kuruluna şikayet yolu ile başvurulabilir. Bu kurulca şikayet üzerine verilen karara uyulur." Önceki tüzükte, üyeliğin kabulü için öngörülen Ocak ve Nahiye İdare Kurullannın karar süreleri üç aydan iki aya indirilmiştir.
madde (önceki 11. md) yeniden düzenlenmiştir.
"Madde 9-Partiye yeni kabul edilen üyeler, köylerde Ocak, şehir ve kasa­balarda ise Bucak ve İlçe İdare Kurulunun bu iş için yapacağı bir törene yazı ile çağrılır.
Bu törenin yapılma şekli Parti Divanınca bir yönetmelikle tespit olunur". Mebrure Aksoley tarafından, Ocak yönetim kurullannın bu törenleri ya­pamayacağı belirtilerek düzenleme eleştirilmiş, Ocak törenlerinin bucaklarda yapılması önerilmiş, ancak önergesi kabul edilmemiştir. (7. Kurultay Tutanağı. S. 41)
Önceki metinde, üyeliği nakledenler için de tören düzenlenmesi ve törenin şekline ilişkin aynntılı açıklama vardı. Metinden bu bölüm çıkarılmış ve törenin şeklinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
madde yeni madde olarak düzenlenmiştir.
"Madde 10-Partiye kaydolunduktan sonra bir üyenin üzerinde altıncı maddedeki aykırı hallerden biri bulunduğu anlaşılır veya yeniden böyle bir hal meydana gelirse kendisinin savunması alındıktan veya 143 inci maddede anılan süre geçtikten sonra İl İdare Kurulunun gerekçeli yazısı üzerine Genel İdare Kurulu kararı ile Partiden kaydı silinir"
İl. madde ile üye ödentisi, en çok 120 TL olarak belirlenmiş (önceki 13. md), önceki düzenleme kısaltılmıştır.
"Madde-11 Her üye yılda partiye 120 lirayı geçmemek üzere aidat verme­ye mecburdur.
Parti makbuz karşılığında bağış da kabul edebilir".
Ödenti ve yardım paralan yönetmeliğini düzenleyen 12. Madde, önceki tüzüğün 14. Maddesi ile aynıdır.
13. madde, yeniden düzenlenmiştir:
"Madde 13-Bir yerden başka bir yere nakleden Partili, önce bulunduğu yerin İdare Kurulundan Parti üyesi olduğuna dair bir kağıt alır ve bunu git­tiği yerin idare Kuruluna verir. Kaydı böylece oraya aktarılmış olur. Bir partilinin bulunduğu yerden başka bir yere nakletmesi halinde bağlı olduğu İdare Kurulu tarafından da Partilinin gittiği yerin İdare Kurulu Başkanlığına yazılır. Kayıtlı olduğu, Ocak bölgesinden ayrılan partilinin verdiği son aidat tarihinden başlayarak iki yıl içinde nereye gittiği belli ol­madığı taktirde esas kaydına işaret edilir. Bunlar nisapta ve delege sayısının tayininde hesaba katılmaz."
İkinci fıkra, yeni eklenmiştir. Bu fıkra ile Ocaklann, parti üyelerini izlemesi, son ödenti tarihinden itibaren iki yıl içinde parti ile ilişki kurmayan, ödentisini ödemeyen, Ocak bölgesinden aynlıp da bilgi vermeyenlerin, nisapta dikkate alınmaması kabul edilmiştir.
Tüzüğün İkinci bölümünün başhğı, "Parti Örgütü" iken, "Parti Kuruluş- lan" olarak değiştirilmiştir. Parti örgütü daha doğru bir adlandırmadır. Madde "14- Parti teşkilatı şunlardır:
Ocak, Bucak, ilçe, il kongreleri ve idare kurulları,
Parti Genel idare Kurulu,
Parti Divanı,
Genel Başkanlık,
Kurultay
Madde 15- Parti Kuruluşlarının ilk basamağı Ocak'tır. 16,17,18, Maddeler de (önceki 18,19,20,. m) dil yönünden değiştirilmiştir. 19. maddeye (önceki 21. md) yeni iki fıkra eklenmiştir.
"Semt ocaklarına bağlı her mahalle veya köyde Partilerle Ocak idare ku­rulları arasında münasebeti sağlamak üzere birden üçe kadar temsilci bu­lunabilir. Bu temsilcileri o mahalle veya köydeki partililer toplanarak kendi aralarından seçerler.
Semt ocağı kongresinin yapılmasından sonra temsilcilerin seçimleri de yenilenir"
Üçüncü Bölüm (Önceki Kısım) düzenlenirken, önceki tüzüğün sistema­tiğinden aynlmıştır. Önceki tüzük, "Genel Başkanlık"ı düzenliyordu. 1947 Tüzüğünde, "Kongreler" düzenlenmiştir (20-42. md) 1943 Tüzüğünde kon­greler 5. bölümde (53-76. m) yer almıştır.
Kongrelerle ilgili maddelerde, 1943 Tüzüğünün bazı bölümleri çıkarıl­mıştır. Bunun dışında, tüzüğün tamamında olduğu gibi, maddeler yeniden yazılmış ve Türkçe kökenli sözcüklere daha çok yer verilmiştir. Değişiklik yapılan maddeler:
Önceki tüzükte (m. 53) ilçe kongrelerinin de her yıl yapılması öngörülmüş­tü. 53. maddenin, kongrelerin olağanüstü toplanmasını düzenleyen 2. fıkrası, yeni tüzüğün 21. maddesine 2. fıkra olarak eklenmiştir.
21. madde olarak düzenlenen 54. maddenin ikinci fıkrasına yer verilme­miştir.
Metinden çıkarılan fıkra şöyledir:
"Ocak ve nahiye kongreleri en çok bir buçuk ay sürer. Normal kaza kon­greleri nahiye kongrelerinin hitamından 15 gün sonra başlamak üzere en çok bir buçuk ay sürer. Vilayet kongresi, vilayetin bütün kaza kongreleri bittikten sonra yapılır"
maddede, kongrelerin "eylül başlangıcından", "aralık sonuna" kadar toplanacağı belirtildiği için ikinci fıkraya yer verilmemiştir.
maddeye (55. md.) "Ocak kongreleri, ilan edilen günde ve yerde yazılı üyelerin üçte biri ile açılır. O gün çoğunluk bulunmazsa ertesi gün bulunan üyelerle kongre yapılır" şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir. Ocak, kongrele­rinde, toplantı yeter sayısı, diğer kongrelerden farklı olarak birinci toplantı için, üye sayısının yandan fazlası yerine, üçte biri olarak düzenlenmiştir.
maddede       (56.md) delege üye oranı yeniden düzenlenmiştir.
Ocaklarda, 200 üyeye karşılık 4 delege, fazla 100 üyeye bir delege, olan
düzenleme; 50 üyeye kadar 4 delege, fazla 50 üye için bir delege,
Bucaklarda, ocaklann 300 e kadar üyesine karşılık 4 delege, fazla 300 üye için bir delege yerine, 100 üyeye kadar 4, fazla 100 üyeye karşılık bir delege,
İlçelerde, 1000 üyeye kadar 4 delege, fazla 1000 üye için bir delege yerine, 500 üyeye kadar 4 delege, fazla her 1000 üyeye karşılık bir delege olarak değiştirilmiştir.
Önceki metinde üye delege oranı çok yüksektir. Katılımı azaltan bir orandır. Bu nedenle yeni oranlar belirlenmiştir.
Bu madde görüşülürken, Bursa Delegesi Cahit Polat tarafından, il kongre­lerine ilçe kongrelerinden seçilecek delegelerden bir tanesinin kadınlara ayrıl­ması için önerge verilmiştir. Cahit Polat, gerekçesini şöyle açıklamıştır:
"On sekiz milyon nüfusumuzun aşağı yukarı yarısını kadınlar kadınlarımız teşkil ediyor. Türlü seçimlere iştirak eden seçmenlerin içinde milyonlarca kadın vardır ve Partimizin yüz binlerce üyesi kadındır. Kadının içtimai hayattaki rolünü izaha lüzum yoktur. Fakat, denilebilir ki, Partinin ilk gayesi olan seçimi kazanmak için kadınların kazanılması şart­tır. Kadınların son seçimlerde büyük rolü olmuştur. Sırf kadınlar tarafından kazandığımız ve yine kadınlar tarafından kaybettiğimiz seçimlere hepimiz şahit olmuşuzdur.
Bu itibarla, kadınlara içtimai hayatta verdiğimiz hizmetler kadar Parti hay­atında da faal vazifeler vermek lazımdır. Esasen, Partimiz, Türk kadın­larına, bir çok memleketlerde kadınların hala mahrum kaldıkları bir çok hakları verilmiştir. Bu itibarla, kadınların CHP'sinde çalışmasında büyük faydaların olması lazımdır.
Zaten, kadınlarımızın da Partimize büyük sevgi ve sempati bağlılıkları vardır. Tüzük hükümleri buna mani değildir. Fakat, biz erkekler, kadın­larımıza tek vazife bırakmıyoruz. İşte Kurultay kürsüsü önündeyiz, kaç kadın delegemiz var? Bunu temin için mecbur edici hükümler koymak lazımdır. Bir ilin kongresinde il adedi kadar kadın delege bulunması on­ların fikir ve çalışmalarından Partimizin istifade etmesi çok lüzumludur" (7. Kurultay Tutanağı S. 251)
Bu önerge kabul edilmemiştir. Bu kongreden 53 yıl sonra bile, bu aşamaya varmış değiliz. Bu görüşler, bu gün de Partide kadınların temsili konusunda değerinden hiçbir şey kaybetmemiş, doğru tespitlerdir.
27. maddenin birinci fıkrasında, önceki tüzüğün (60.md) parti müfettiş­lerinin ve merkezden atanmış başkanların, kongre başkanlıklanna seçilmele­rini öngören bölümü metinden çıkarılmıştır. Tüzüğün genel gerekçesinde açıklandığı üzere, Partide, her kademe için seçim yapılması esas alındığından, kongrelerde de üst organ temsilcisi, atanmış başkan ve müfettişlerin başkan­lık yapması kabul edilmemiştir.
Maddenin birinci fıkrasının yeni şekli:
"Madde 27-Her kongrede ilkin bir Başkan, bir ikinci Başkan, iki katip seçilir. Kongrelerin tüzüğe göre yapılmalarını sağlamak için yukarı dere­cedeki idare Kurulları kendi üyelerinden veya Partililerden bir kimseyi müşahit sıfatıyla gönderebilirler."
Önceki tüzüğün, nahiye, kaza, il kongrelerine mülki amirin davet edileceği ve açıklamalarda bulunacağına ilişkin 62. maddesi metinden çıkartılmıştır. Tek parti dönemine son verildiğine göre, mülki amirlerin parti kongrelerine katıl­maları idare ilkeleri ile uyuşmayacağından, bu madde metne alınmamıştır.
maddede, (65. md), oylamaların gizli yapılacağı belirtilmiş, üçte iki çoğunlukla karar verilmesi halinde açık oylama yapılmasına ilişkin önceki düzenleme metinden çıkarılmıştır.
"Madde 31-Kongrelerde seçimler gizli oyla yapılır. Seçimlerde ilk defa salt çokluk olmazsa ikinci defasında en çok oy alanlar kazanırlar"
maddede, kongrelerde hesaplara ve çeşitli işlere bakmak için 3-7 kişi­lik komisyonlar oluşturulması öngörülmüştür. Ocak kongresi için, bir komis­yon seçileceği belirtilmiştir.
35. maddede, (69. md) kongrelerin görevleri sayılmıştır. Bu madde yeniden düzenlenirken, "Kendine bağlı idare heyetleriyle reislerinin seçimlerini, lüzumunda tetkik etmek ve bir uygunsuzluk olduğuna kanaat gelirse uygunsuzluk olan noktadan başlanarak seçimin yenilenmesine karar vermek" şeklindeki (g) bendine yer veril­memiştir.
41. maddeye, (75. md) kongre delege isimlerinin kaydedildiği cetvel ile kongre tutanaklannın idare kurullan tarafından saklanmasını öngören bir ek yapılmıştır.
"Madde 41- Kongrede bulunan üyelerin adları bir cetvele yazılır. Gerek bu cetvelin gerek görüşme ve kararlar tutanaklarının altları kongre başkan ve katipleri tarafından imzalanır. Ve idare kurulunca saklanır"
İdare Kurullan 43-52. maddelerde düzenlenmiştir. Önceki tüzükte, 77-88. maddelerde düzenlenmiştir.
43. maddede, (77. md) idare kurullannın üye sayısı artınlmıştır. Ocak ve nahiye idare kurulunun 3-5 yerine 3-7, ilçe idare kurulunun 5-7 yerine 5-9, il idare kurulunun 7-9 yerine 7-11 kişiden oluşması kabul edilmiştir.
46. madde (80. md) idare kurulu başkanının (reis) görevleri düzenlenmiş, personel alınması da görevleri arasında sayılmıştır. Önceki tüzüğün, personel ile ilgili "Bunların partili olmaları şarttır" şeklindeki son cümlesi yeni metinde Tüzüğün 153. maddesi olarak düzenlenmiştir.
maddede, (83. md.) idare kurullannın karar alması düzenlenmiştir. Yeni düzenlemede, üçüncü ve dördüncü fıkralar eklenmiştir:
"Azınlıkta kalanlar çokluğa uyarlar" "İdare Kurulu görüşmeleri gizlidir".
Demokratik işlerliğin gereği olarak, üçüncü fıkra ile azınhğın çoğunluğa uyması kabul edilmiş, dördüncü fıkra ile de parti yönetim organlanndaki tartışmalann toplantı dışında konuşulması ve üst organ temsilcilerinin dışmda, kurulun üyesi olmayanların toplantıya katılması önlenmiştir.
maddede (84.md) idare kurullannın görevleri sayılmıştır. 50. maddeye, örgütlerin bünyesinde komisyonların oluşturulmasını düzenleyen (o) bendi eklenmiştir.
"o) Gereğine göre İdare Kurulları kararı ile belli işler için Partililerin yardımlarından faydalanmak ve bunlardan geçici komisyonlar ve idare kurulu üyelerinden bazılarının katılması ile karma komisyonlar kurulur".
Partililerin çalışmalara katılmasını sağlamayı amaçlayan bu kural, çok par­tili dönemde, Partinin üye tabanını çalışmaya katması, üyelerin etkinliğini sağlaması yönünde atılan adımlardan birisidir.
Önceki tüzüğün, bazı il başkanlanmn Genel Başkanlık Divanının onayı ile, Genel İdare Kurulunca atanmasını ve bu durumdaki il başkanlanna maaş ödenmesini öngören, "Lüzum görülen vilayetlerde idare heyetlerine umumi idare heyetinin karart ve Genel Başkanlık Divanının tasdiki ile reis tayin olunabilir. Bunlardan vazifesi icabı masraf yapacaklara umumi idare heyetince takdir edilecek miktarda tazminat verilir" şeklindeki 87. madde metinden çıkartılmıştır. Böylece, tüzük değişikliği gerekçesinde açıklanan, partinin her kademesinde, seçimle göreve gelme ilkesine uygun olarak, gerekli değişiklik yapılmıştır.
Genel İdare Kurulu, 54-61. maddelerde yeniden düzenlenmiştir (Önceki
tüzük 44-51. md).
1943 tüzüğünde, Genel îdare Kurulu, doğrudan Kurultay tarafından seçilen 16 üyeden oluşuyordu. Yeni düzenleme ile Parti Divanının 40 üyesi, Kurultayca seçiliyordu (62. md). Yeni düzenleme ile Kurultay Parti Divamnın, tabü üyelerinin dışında kalan 40 üyesini seçiyor, Genel İdare Kurulu ise, Parti Divanınca seçilen Genel Sekreter ile 11 üyeden oluşuyordu.
"Madde 55-Genel Sekreter Parti Divanının ve Genel İdare Kurulunun kararlarını gereklilere bildirir ve bu kararları sonuçlandırır. Parti kuruluşları ile haberleşir ve parti işlerini kovuşturur. Genel Sekreter Partiye ait başvurmaları kabul vasıtasıdır.
Genel Sekreter Partiye bağlı tüzel kişiliklerin de başvurma yeridir. Mahke­melerde ve Devlet dairelerinde üçüncü şahıslara karşı Partiyi Genel Sekreter temsil eder. Başka partilerle Parti adına münasebette bulunabilir. Genel sekreter de Parti namına söz söylemek yetkisi vardır. Genel sekreter Genel idare Kurulu üyeleri arasında işbölümü yapar. Üyelerden birini kendine yardımcı ayırır."
Bu düzenleme ile Genel Sekreterlik Makamı, CHP içinde, önemli ve etkin bir makam haline getirilmektedir. Genel Sekreterlik, Parti içi yazışmalarda başvuru yeri, Parti dışında temsil makamı haline gelmektedir. Partinin yürüt­me organı olan Genel İdare Kurulunun başı da Genel Sekreterdir. Böylece, CHP'de etkin Genel Sekreterler dönemi de başlamış olmaktadır.
Bu değişiklik, CHP'nin geleceğinde önemli etkilerde bulunacaktır. Genel Sekreterlik bundan sonraki dönemde en çok konuşulan ve tartışılan makam olacaktır. Gerçi önceki Tüzüklerde Genel Sekretere verilen görev ile bu tüzük­le verilen görev arasında benzerlikler vardır. Ancak, Tek Parti döneminde, Genel Sekreterlik daha çok bürokratik bir makam olarak kalmıştır.
Ancak, değişiklik, Kurultayda hiç tartışılmadan, Komisyondan geldiği gibi oylanarak kabul edilmiştir. Tartışma, 55. madde yerine 54. madde üzerinde ol­muştur. Genel Sekreterin Genel İdare Kurulu tarafından mı, Parti Divanı tarafından mı seçilmesinin doğru olacağı tartışılmış ve Parti Divanı tarafından seçilmesi kabul edilmiştir.
Önceki tüzüklerde (1943 md. 24, 1939 md. 28), Genel Sekreter, Genel Başkan tarafından,"Umumi İdare Heyeti azalan" arasından atanmakta ve "Genel Başkan namına" görev yapmaktadır. Yapılan değişiklikle Genel Sekre­ter, Genel başkan "namına" değil, artık "Parti adına" görev yapmaktadır.
58. maddede (önceki 47. md) Genel İdare Kurulunun görevleri düzenlen­miştir.
Yeni görevler olarak (n) bendi ile Kadın kollannın kurulması öngörülmüş, (r) bendi eklenmiştir.
Genel İdare Kurulunun görevleri, önceki sıraya uygun olarak sayılmış, sıralamada harfler değişmiştir.
(n) bendi ile getirilen düzenleme, Parti örgütlenmesinde ilerde ortaya çıka­cak iki önemli modeli haber vermektedir "Gençlik Kollan ve Kadın Kollan" bu tüzükte, her ne kadar "gençlik ve spor işleri" olarak geçmiş ise de, doğası gereği geçlik, açılan bu kapıdan örgütlenecek ve gençlik örgütlenmesi gelişe­rek büyüyecektir. Bu örgütlenme partiye dinamizm katacak ve büyüme dö­nemlerinde etkin olacaktır.
Kadın kollan da ilk kez burada ifade edilmektedir. Bunun için yönetmelik çıkarılması öngörülmektedir.
61. madde ile Başkatiplik ve Saymanlık, Genel Sekreterin emrinde çalışan iki ayn idari birim olarak düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile, önceki tüzüğün 50. maddesi metinden çıkarılmaktadır.
"Umumi İdare Heyeti, azalanndan birini Partinin Muhasipliğine ayırır. Muhasip sarfiyatın bütçeye uygunluğunu temin ve hesap işlerine ait bütün kağıtlan imza ile tasdik eder. Partiye ait tasarruf ve mülkiyet işlerine de muhasip bakar" şeklindeki 50. maddenin yerine:
Bu madde ile, saymanlık da Genel Sekreterin emrinde ve sorumluluğunda düzenlenmektedir.
Parti Divanı 62- 68. maddelerde düzenlenmiştir. Önceki tüzükte, 137-138. maddelerde düzenlenmiştir. Kurultayda Parti Divanının oluşturulması, Divana seçilecek Milletvekili ve milletvekili olmayanlann oranı, yedeklerin Kurultayca seçilip seçilmemesi üzerinde uzun tartışmalar olmuştur Bu madde üzerindeki tartışmalar, Parti yerel örgütleri ile Genel merkezi arasındaki ilişk­iler, Yerel Örgütlerin hükümet icraatına bakış açısı yönünden önemli bilgiler vermektedir.
Partinin, çok partili rejime geçildikten sonra ortaya koyduğu, yukandan aşağı yönetim anlayışına son verme, her düzeyde demokratikliği ve seçim mekanizmalannı işletme anlayışının Parti tabanında olumlu tepkiler aldığını göstermektedir. Parti yerel örgütlerinden gelen delegeler, parti içi demokrasi­nin işlemesi için ortaya çıkan olumlu havayı benimsemiştir.
Tüzük hükümleri görüşülürken, bir yandan da önceki tüzüklerde ifadesini
bulan yukandan aşağıya yönetim tarzı eleştirilmiştir.
Tüzük tasarısında, Parti Divamnda boşalma olması halinde ne şekilde doldurulacağına ilişkin yöntem belirlenmemiştir. Yapılan tartışmalar sonu­cunda, Kurultayca seçilecek 40 üye kadar da yedek üyenin seçilmesi kabul edilmiştir.
İstanbul Delegesi Abdulkadir Karamürsel bu konuda şu görüşleri ifade et­miştir:
"Hepimizin düşünceleri, demokrasi esaslarına dayanmak ve bu icapları yerine getirmek olduğuna göre, Divanda herhangi bir inhilal vukuunda, dışardan üye tayin edilmesi doğru değildir. Kurultayın yedek üyeleri de burada seçmesi lazımdır"(7. Kurultay Tutanakları s.264. Ankara-1948)
Bazı delegeler, illere temsil olanağı önermişlerdir. (Şükrü Nayman)
Kayseri Delegesi Rifat Gözübüyük, Parti yönetimi ile örgüt arasındaki kopukluğu eleştirmiş ve giderilmesi için öneride bulunmuştur:
"Parti Umumi Heyeti, bu güne kadar, diğer teşkilattan gelen şikayet ve iti­razları hemen nazarı itibara almamıştır, gelen seslere kulağını tıkamıştır, işte bu sebepledir ki arkadaşlar bundan endişe etmişler ve bu teklifi ileri sürmüşlerdir.
Bununla beraber Kurultay üyeleri arasında Milletvekili ve Delege diye ik­ilik yapmak doğru olmaz. Sonra, Tüzüğün yeni hüviyeti ile Kurultayda hakim olan yeni ve yüksek ruhun meydana getirdiği hava ile, bundan sonra, Merkezin. Kurultayca seçilecek Divanın Parti teşkilatını ihmal et­meyeceği, daha candan, daha yakından alakadar olacağını ümit ederiz. Bununla beraber, teşkilat ile Divan arasındaki münasebetleri daha yak­laştırmak; sıklaştırmak için, hatırıma gelen bir fikri Yüksek Kurultayın tasvibine arz etmek istiyorum. Divan her sene, yahut altı ayda bir il idare kurulları veya bunları temsil edecek birer zat ile toplantı yapmalı ve Parti işlerini görüşmelidir."(7.Kurultay Tutanağı, S.268)
Bingöl Milletvekili Feridun Fikri Düşünsel, Partinin yeni dönemde yöne­tim tarzına ilişkin yönelimini şöyle açıklamaktadır:
"Yukandan aşağıya, aşağıdan yukarıya meselesi. Arkadaşlar; yukandan aşağıya olan sistem bir tarihin ve milli hayatın mahsulüdür. Bunu tarih bakımından ilim bakımından böyle görmek tabiidir. Fakat, bu gün, herhan­gi bir suretle bunun devamı istenilir mi? Haşa. Bunun devamını hiçbir fert istemez. Hatta başta Şef olarak bulunan Cumhurbaşkanımız Partimizin Genel Başkanı İnönü Milletin huzurunda, böyle sistemin devamını is­temediğini söylemiş ve Milletin normal demokratik hayata girmesi lüzu­munu belirtmiş, bütün Parti kadrolarında demokratik esaslara göre çalışma yoluna girmiştir."(7. Kurultay Tutanağı S. 272)
Uzun tartışmalardan sonra 62. madde değiştirilerek kabul edilmiştir. "II- Parti Divanı
Madde 62- Parti Divanı, Kurultay Genel Kurulunca Partililer arasından seçilen 40 üye ile aşağıdaki fıkralara göre bunlara iltihak edecek tabii üyelerle kurulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Partili Başkanı (Başkan Partili değilse Başkanlık Divanındaki partililerin aralarından seçecekleri bir üye).
Parti Hükümetinin Başbakanı.
Parti Meclis Grubu Başkan Vekilleri.
Kurultayca Divana seçilenler arasında bu fıkrada yazılı olanların bir kısmı bulunuyorsa ancak noksanı tamamlanır. Hepsi seçilmişse başka üye katılmaz.
Kurultayca seçilecek kırk üyeden gerek Milletvekili, gerek Milletvekili ol­mayan partili sayısı hiçbir zaman bu sayının dörtte birinden az olamaz. Bu husus seçimde göz önünde tutulur.
Kurultay Parti Divanı için ayrıca (40) yedek üye seçer. Divanda üyelik açıldıkça bunlar aldıkları oy sırası ile vazifeye çağrılır."
Maddenin bu hali ile Parti Divanında çoğunluk Kurultayca seçilmiş üyeler­den oluşmaktadır. Önceki Tüzüğün 137. maddesinde parti divanı:
"137- Parti Divanı, Genel başkanlık Divanından, Büyük Millet Meclisi Reisinden, Partinin kabine azalarından, Umumi İdare Heyeti ve Parti Grubu ve Müstakil Grubu İdare Heyetleri azalarından teşekkül" etmekteydi. Kurultayca seçilen ve Kurul­taya hesap veren 16 kişilik Umumi İdare Heyeti Divanda azınlıkta kahyordu.
"Madde 63- Parti Divanı: Program, Tüzük hükümleri ve Kurultay Kararları gereğince Partinin çalışma istikametlerini ve partinin propagandasına ait genel esasları tespit etmeye ve Partiyi ilgilendiren her mesele hakkında karar vermeye ve tedbir almaya yetkilidir. Parti Tüzüğünün yorumlanması Parti Divanının işlerindendir."
Bu düzenleme ile, Parti Divanı, Kurultaydan sonra en yetkili organ oluyor­du. Halbuki önceki tüzüklerde, en yetkili makam, Genel Başkanlık Divanı oluyordu. Genel Başkanlık Divanı üyeleri olan Genel Başkan Vekili ile Genel Sekreterin Genel Başkan tarafından atandığı düşünülürse, en yetkili organ Genel Başkan oluyordu.
"Madde 64-Parti Divanı Genel Başkanlığın Parti Meclisi Grubu Başkanlığının, Genel İdare Kurulunun, Parti Hükümetinin ve Divan üyelerinin getireceği konuları inceler ve karara bağlar. Parti Divanı, bunlardan başka, il idare Kurullarının kararı üzerine müra­caat edecek olan bu kurullar başkan veya temsilcilerini de dinler ve bun­ların ileri sürecekleri konuları karara bağlar."
Maddenin ikinci fıkrası, tüzük tasansında yer almamıştır. Kurultayda veri­len bir önergenin kabulü ile eklenmiştir. Örgütler, seslerini duyurmayı garanti altına almak istemiştir. Bu istek kabul edilmiştir.
Madde 65- Parti Divanı Genel idare Kurulunun çalışmalarına ait esasları tespit eder ve bu kurulun iki ayda bir sunacağı raporları inceleyerek kara­ra bağlar.
Madde 66- Genel idare Kurulunun hazırladığı bütçe Parti Divanının ona­ması ile yürürlüğe girer.
Madde 67-Parti Divanı üç ayda bir toplanır. Toplantıya Genel Başkan ve­ya Genel Başkan vekili Başkanlık eder. Özrü oldukları halde veya bulun­madıkları taktirde Başkanlık vazifesi Genel Sekreter tarafından görülür. Divan üç aylık toplantılardan başka Genel başkanlığın ve Genel idare Kurulunun göstereceği lüzum üzerine veya kendi üyelerinden en az 10 unun teklifi ile olağanüstü toplantıya çağrılır.
Divan üyelerinin yarısından fazlası ile toplanır ve bulunanların salt çoğun­luğu ile karar verir.
Madde 68- Divanın gündemi Başkanlıkça tespit edilir. Ve konuşmalar gündem üzerinden yapılır. Gündem toplantıdan evvel üyelere bildirilir. Genel Başkan ve Genel Başkan Vekili; Genel Sekreter tarafından ilgililere bildirilecek ve sonuçlandırılacak olan bu kararların neticelerini müteakip toplantılarda divana bildirir.
Divan üyeliği, devamlı Parti vazifesi ve Bakanlıkla birleşmez. Önceki tüzüğün 137. Maddesinde, Divanın toplantıları ile ilgili bir düzen­leme yoktur. "Lüzumunda Genel Başkanlık Divanı tarafından toplanmaya" çağrılırdı. Genel Başkanlık Divanının gerek gördüğü konulan görüşürdü. Görüldüğü üzere, önceki Parti Divanı, zorunlu etkin bir organ değildir. Takdire dayalı olarak toplanan istişari bir kuruldur. Yeri parti Divanı, Partinin fonksiyonel, Kurultaydan sonra en yetkili organıdır.
Genel başkanlık, 69-74. maddelerde düzenlenmiştir (Önceki Tüzük 22-24. md).
Madde 69- Parti Genel Başkanı ve Genel Başkan Vekili Kurultay tarafın­dan iki yıl süre ile Partililer arasından seçilir.
Madde 70- Genel başkan Partiyi temsil eder. Parti prensiplerini, parti poli­tikasını ve ülkülerini savunmak, Parti adına söz söylemek yetkisi Genel Başkanındır.
Madde 71- Partinin "genel başkanlığı" seçim süresi içinde:
Çekilme,
Vazife yapmağa engel bir hastalığın çıkması,
ölüm,
Sebeplerinden biriyle boş kalırsa, Genel Başkan Vekili, bulunmadığı za­man Genel Sekreter tarafından derhal toplanmağa çağrılan kurultay Partinin yeni Genel Başkanını seçer. (Önceki tüzük m. 5) Madde 72- Genel Başkan Vekilinin vazife ve yetkisi Genel Başkan tarafın­dan belli edilir.
Madde 73- Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı seçilmiş olduğu taktirde bu vazife üzerinde bulunduğu müddetçe Genel Başkanlık'ın bütün yetki­leri ve sorumlulukları Genel Başkan Vekiline ait olur.
Madde 74-Genel Başkanvekili kabineyi kurar veya kabinede üyelik alırsa Genel Başkan vekilliği sıfatı zail olur. Bu takdirde ve 72. madde yazılı hallerde Parti divanı yeni bir Genel Başkan Vekili seçer.
Genel Başkanlıkla ilgili maddeler üzerinde uzun tartışmalar olmuştur. Genel Başkan İsmet İnönü, Kurultay açış konuşmasında:
"Vatandaşın beni partilere karşı müsavi durumda görmeği bir emniyet un­suru saydığını fark ediyorum. Cumhurbaşkanı bulunduğum müddetçe Kurultayın seçeceği bir zatın, bütün yetkileriyle, Parti Genel Başkanlığını yapması lüzumlu bir mahiyet almıştır. Bu zatın "Genel Başkan" adını taşı­ması radikaldir. Üzerine aldığı vazifeyi yapabilmesi için bütün otoriteyi ona temin eder. Bu şıkkı, Parti menfaati için daha faydalı görürüm. Tüzük için teklif olunan şekil, yani Kurultayın Genel Başkan Vekili seçmesi şekli, bütün yetkileri elinde bulundurmak şartı ile, hukukça ve hükümce, benim vaziyetimi her türlü tereddütten kurtaracak mahiyettedir. Partinin bütün faaliyetlerine hakim olacak ve milletvekili seçimini idare edecek Başkan Vekili, hakikatte Partinin tam yetkili şahsiyeti olacaktır." (7. Kurultay Tuta­nağı, S.20) demiştir.
Genel Başkan İnönü'nün bu sözleri, Cumhurbaşkanı olduğu sürece, Partiyi fiilen yönetmeyeceği anlamına geliyordu. Bu durumda, seçilecek Genel Başkan Vekilinin görevi önem kazanıyordu. Tartışmalar iki noktada toplanıyordu: İkinci bir Genel Başkan mı seçilecekti? Bu İnönü'ye haksızlık olacaktı. Ancak, sorumluluğu bulunmayan bir Genel Başkan Vekili Partiyi yeterince, gerektiği gibi temsil edemez, İnönü'nün yerini dolduramaz. Bu da partiye zarar verir. Tartışmalara rağmen, sonuçta maddeler, komisyonun öner­diği şekilde kabul edilmiştir.
Bu tartışma ve İnönü'nün konuşması, çok partili Türk Parlamenter Siste- mi'nde, Cumhurbaşkanı'nın yerini ve rolünü tanımlaması bakımından önem­lidir. DP iktidarı döneminde buna özen gösterilmemesi, sıkıntılar yaşan­masına neden olmuştur. 1961 Anayasası, Cumhurbaşkanlığı makamını taraf­sız konuma getirmiştir. Bu tartışma, Anayasanın çerçevesinin CHP Kurultay- lannda şekillendiğini göstermesi bakımından da önemlidir.
Kurultay, 75-88. maddelerde düzenlenmiştir (Önceki tüzük 30-43. md). Madde 75- Partinin yüksek idaresi Kurultaydadır. (<urultay, iki yılda bir Nisan veya Mayıs ayları içinde Genel başkan veya Genel Başkanvekili tarafından bildirilecek yerde toplanır.
Parti Divanınca hazırlanacak gündem ile toplantının günü ve saati en az 10 gün evvel ilgililere bildirilir.
Kurultay daha önce toplanabileceği gibi olağanüstü toplantıya da çağrıla­bilir. Olağanüstü toplantıda ancak bu toplantıyı gerektiren işler konuşulur. Divan üyelerinin üçte ikisinin lüzum göstermesi veya en az 10 il idare Kurulunun gerekçeye dayanan yazılı istekleri üzerine de olağanüstü . toplantıya çağrılır.

C
umhuriyet Halk Partisi, Halk Fırkası adı ile ilk kez 9 Eylül 1923 tarihinde kurulmuştur. 11 Eylül 1923 günü Parti Genel Başkanlığı'na Gazi Mustafa Kemal, Genel Sekreterliğe Recep (Peker) getirilmişlerdir. Ancak, Atatürk 2. Kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, Sivas Kongresi'nin CHP'nin 1. Kongresi olduğunu ifade etmiştir. Bu nedenle CHP'nin 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas Kongresinde kurulduğunu, 1. Tüzüğünün de Kongrede kabul edilen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Tüzüğü olduğunu kabul et­mek gerekir. *
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Kurtuluş Savaşı'nı başlat­mak amacı ile Anadolu'ya geçen Mustafa Kemal ve arkadaşlan tarafından, bu amacı gerçekleştirmek için oluşturulan örgüttür. Tüzük, siyasal bir örgütün kuruluş, ve işleyişine ilişkin hükümleri değil, o gün için her şeyden önce gelen "kurtuluş" amacına ilişkin atılacak ilk adımlan düzenleyen bir metindi.1
Kongre kararlan ile Tüzük iç içe geçmiştir. Kongre kararlan ile birlikte toplam 11 maddedir. 5 madde örgüte ayrılmıştır. 6 madde Kongrenin kurtu­luşa ilişkin kararlannı içermektedir.
Tüzüğün 7/2. Maddesinde, amacı şu şekilde ifade edilmiştir: " 2- Maksat
Osmanlı vatanınıp tamamiyetini ve makam-ı mualla-yı Hilafet ve Saltanatın ve istiklal-i millinin masuniyetini temin zımnında kuva-yı mil- liyeyi amil ve irade-i milliyeyi hakim kılmaktır."2
Amaç maddesinde, Hilafet ve Saltanat makamlannın kurtarılması ve milli iradenin hakim kılınması belirtilmiştir. Amaç kendi içinde çelişkili görünmek­tedir. Milli iradenin hakimiyeti, Saltanatın ve Hilafetin hakimiyetinin reddidir. Ancak o günkü koşullarda, Saltanat ve Hilafeti kurtarmayı amaç olarak belirt­mek gerekiyordu.
3 Tunçay, Mete, Tek Parti Yönetiminin Kurulması s.341. Yurt Yayınlan Ankara 1981. 18
-f o yılında yapılan TBMM seçimleri öncesinde, bir parti kurma fikri -L y ^iOortaya çıkmıştır. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, işgale karşı çıkan herkesi kapsıyordu. Halbuki siyasal parti, ortak amaçlan benimseyen kişileri bir araya getiren örgüttür. Mustafa Kemal, parti kuru­luşuna ilişkin görüşlerini, 6 Aralık 1922'de yaptığı bir açıklamada belirtiyor­du.1
1923 seçimlerine gidilirken "Dokuz Umde" (ilke) başlığı ile bir program ilan edildi.
Seçimlerden sonra toplanan bir komisyon tarafından 9 Eylül 1923'te kabul edildi. Dokuz İlke, 1931 Kurultayında kabul edilen programa kadar, partinin programı sayıldı.
Seçimlerden sonra, 7 Ağustos 1923 günü Mecliste toplanan milletvekil­lerinin ilk işi Halk Fırkası Nizamnamesi'ni hazırlamak olmuştur. Dokuz Umde esas olmak üzere hazırlanan tüzük 9 Eylül 1923 günü kabul edilmiştir. 2
23 Ekim 1923 tarihinde İç İşleri Bakanlığı'na verilen, Halk Fırkası Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal ve Halk Fırkası Genel Sekreteri Recep (Peker) imzalı dilekçe ile Cumhuriyet Halk Fırkası resmen kurulmuş oluyordu.
19 Kasım 1923 günü İsmet Paşa, Mustafa Kemal tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Başkan Vekilliği'ne getirilmiştir.
Halk Fırkası Reisi Umumi Vekili İsmet imzası ile 20 Kasım 1923 günü Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'ne gönderilen yazıda, Cumhuriyet Halk Fırkası'nın kurulduğu, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti teşkilatının bu tarihten itibaren, Halk Fırkası olarak faaliyet göstereceği duyuruluyordu. 3
Tüzük; 104 maddeden oluşuyor, o günün koşullarına göre oldukça ileri bir düzenlemeyi içeriyordu.4
1. maddede Partinin amacı:
"...Gayesi Milli Hakimiyetin halk tarafından ve halk için icrasına rehberlik etmek ve Türkiye'yi asri bir devlet haline yükseltmek ve Türkiye'de bütün
Ayrıntılı bilgi ve kaynaklar için, Uyar, Hakkı Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi s. 67 ve devamı Boyut Kitapları 1999 İstanbul
Bila, Hikmet, Sosyaldemokrat Süreç İçinde CHP ve Sonrası, s.53. Milliyet Yayınlan 1987
İsmet Paşa'nm yazısının tam metni için, Giritlioğlu, Fahir, Türk Siyasal Hayatında Cumhuriyet Halk Partisinin Mevkii, 2. cilt s.41 Ankara 1971
Tüzüğün tam metni, Tunçay, Mete, Tek parti Yönetiminin Kurulması s.362, Yurt Yayınları Ankara 1981.
-f          OEkim 1927 tarihlerinde, TBMM salonunda toplanan 2. Büyük
-L ^"ZjOKurultay tarafından kabul edilmiştir.1
1923 Tüzüğünde değişiklik yapılmıştır. Tüzük komisyonu raporu üzerinde ciddi tartışmalar yapılmamıştır. Bazı Sözcükler üzerinde tartışmalar olmuş, kullanıldığı yerlerin değiştirilmesi gibi öneriler olmuş, küçük bazı değişiklik­lerle rapor kabul edilmiştir. 2
1927 Tüzüğü, 123 maddeden oluşmaktadır. "Umumi Esaslar" ve altı kısım olarak düzenlenmiştir.
Tüzüğün Umumi Esaslar başlıklı birinci bölümünde yer alan 1-7. mad­deleri, aynı zamanda program mahiyetindedir.
Cumhuriyetçilik, halkçılık ve milliyetçilik ilkeleri 1. maddede belirtilmiştir: "Madde 1- Cumhuriyet Halk Fırkası; Cemiyetler Kanuna göre teşekkül et­miş, Cumhuriyetçi, Halkçı, Milliyetçi siyasi bir cemiyettir ve Merkezi Ankara'dır"
Laiklik ilkesi, 3. maddede tanımlanmış ancak sözcük olarak "laiklik" kul­lanılmamıştır
"Madde 3- Fırka; itikadat ve vicdaniyatı siyasetten ve siyasetin mütenevvi ihtilatından kurtararak milletin, siyasi, içtimai, iktisadi bilcümle kavanin, teşkilat ve ihtiyaçatını müspet ve tecrübevi ilim ve fenlerin maasırı medeniyete bahş ve temin ettiği esas ve eşkale tevfikan tahakkuk et­tirmeği, yani devlet ve millet işlerinde din ile dünyayı tamamen birbirinden ayırmayı en mühim esaslarından addeyler"
Halkçılık ilkesi, 4. maddede tanımlanmıştır;
"Madde 4- Fırka; milli hakimiyet ve idarenin taaluk ettiği şuabatı faaliyette halk tarafından ve halk için faydasını hakim kılmayı gaye edinmiştir. Kanun nazarında mutlak bir müsavatı kabul eden ve hiçbir ailenin ve hiçbir sınıfın, hiçbir cemaatin, hiçbir ferdin imtiyazlarını tanımayan fertleri halktan ve halkçı olarak kabul eyler"
Ulusun unsurlan 5. maddede ifade edilmiştir;
"Madde -5 Fırka; vatandaşlar arasında en kavi rabıtanın dil birliği, his bir­liği, fikir birliği olduğuna kani olarak Türk dilini ve Türk kültürünü bihakkın tamim ve inkişaf ettirmeyi ve bütün şuabatı faaliyette bu esası mevkii
Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesi. 1927 (TBMM Kütüphanesinden alınmıştır)
Giritlioglu Fahir, Türk Siyasal Hayatında Cumhuriyet Halk Partisinin Mevkii, 2. cilt s,
70 Ankara 1971
4
 Tüzük, 13-19 Mayıs 1931 tarihlerinde toplanan 3. Büyük Kurultayın, 17 • Mayıs 1931 tarihli toplantısında kabul edilmiştir. Dokuz kısım, 132 asıl, 3 geçici maddeden oluşmaktadır.1
1927 Tüzüğünden ayn bir düzenleme getirilmiştir. 1927 Tüzüğünün başında yer alan ve program mahiyetinde olan umumi esaslara tüzükte yer verilmemiştir. Ayn bir program kabul edilmiş, bu bölüm program içinde yeniden düzenlenmiştir.
Altı Ok, bu Kongrede tamamlanmış, ancak Tüzükte yer verilmemiştir. 2 Bu değişikliğin nedeni, tüzüğün, parti kuruluşu ve işleyişini düzenleyen kurallar bütünü olmasıdır. Parti, benimsenen programı uygulayacaktır. Program, kısa ve uzun vadeli olarak değişmektedir. Program, gerçekleştiril­dikçe ve belirlenen hedeflere vanldıkça yeni hedeflerin belirlenmesini gerekli kılar. Tüzük de zamanla değişmektedir. Ancak, program hedefleri gibi değiş­ken bir nitelik taşımamaktadır. Örneğin, ilk kuruluşta program, Kurtuluş Savaşını başarmak, millet egemenliğini sağlamaktı. Kurtuluş savaşından sonra banşı gerçekleştirmek olmuştur. Banştan sonra ülkenin iman, kalkınma vb şeklinde değişmiştir. Tüzük de değişmiştir. Ancak giderek daha aynntılı ve uzun bir metin halini almış, örgütün gereksinimlerine yamt verir duruma ge­tirilmeye çalışılmıştır.
Tüzüğün, yabana sözcüklerden anndınlarak kaleme alındığı görülmek­tedir.
Tüzüğün 2. maddesine göre, "Cumhuriyet Halk Fırkası'mn Daimi Umumi Reisi, Fırkayı kuran GAZİ MUSTAFA KEMAL Hazretleridir".
Fırkaya Kabul Edilme başlıklı Birinci Kısımda (m. 7-11), partiye üye ol­manın koşullan, şekli, üyelik yükümlülükleri ve üyeliğin nakli düzen­lenmiştir. Üyelerin, kendi istekleri ile belirleyecekleri miktarda yardım parası ödemeleri öngörülmüştür. Üyenin bu parayı ödememesi parti bağma saygısı­zlık kabul edilmiştir (m. 10/3).
İkinci Kısımda (m. 12-17) yer alan Fırka Teşkilatı, 1927 tüzüğüne göre daha iyi düzenlenmiştir. Önceki tüzükte kanşık düzenlenen hükümler, açık ve an­laşılır bir düzenlemeyle ifade edilmiştir. Örgütler arasındaki kademe sırala-
1931 Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesi. Tunçay Mete Türkiye'de Tek Parti Yönetiminin Kurulması Yurt Yayınlan S. 430. Ankara 1981
Bila Hikmet, Sosyaldemokrat Süreç İçinde CHP ve Sonrası S. 87. Milliyet Yayınlan 1987
"t QQQtüzüğünde, 8-15 Haziran 1943 tarihlerinde toplanan 6. Büyük -L y İD ^Kurultayda değişiklik yapılmıştır. Değişiklikler nedeniyle madde sıralan değişmiştir.1
2. madde, yeni madde olarak tüzüğe alınmıştır.
"Partinin maksadı, memleket hayatının bütün teşkilatında, kendi prensip­lerini Türk Milletine sevdirmek ve kabul ettirmektir. Partinin bunun için bir­inci vasıtası, kanun yolları ile seçimi kazanıp, Büyük Millet Meclisinde çoğunluğu elde etmek ve parti hükümeti kurmaktır".
Amaç maddesinde yer alan bu değişiklikle, "seçimle Mecliste çoğunluğu sağlamak" şeklindeki düşünce, CHP'nin giderek çok partili rejime hazırlan­ması olarak değerlendirilmelidir. Bu yöndeki hazırlık, 1935 Tüzüğünde Müstakil Grubun kurulması ile başlamıştır.
Önceki tüzüğün 5,6,7 ve 9. maddeler yeni tüzükte yer almamıştır.
10. madde, değiştirilerek 7. maddeye alınmıştır.
"10-Partinin ana vasıflarını gösteren altı oklu bir bayrağı, bir rozeti ve bir marşı vardır.
Bunlar talimatnamesine göre yapılır ve kullanılır."
Şeklindeki 10. madde,
"7- Partinin ana vasıflarını gösteren altı oklu bir bayrağı vardır. Bir de marşı olacaktır"
şeklinde düzenlenmiştir. Eski 10. maddenin yazılışında imla yönünden bozukluk vardır. "Altı ok" marşı da kapsamaktadır. Sanki, marş da altı oklu ola­cakmış gibi bir anlam çıkmaktadır. Aynca, marşın henüz kabul edilmediği an­laşılmaktadır. Bu nedenle, değişiklik yapılırken, marşı olacaktır denilmiştir.
9.madde (önceki 12. m) değişmiştir.
"Sekizinci maddedeki şartları haiz olup da Partiye girmek isteyen her vatandaş, Partide en az iki yıldan beri yazılı iki arkadaş tarafından bulun­duğu yerin ocağına takdim ve sekizinci maddede sayılan vasıfları haiz olduğu da ilave edilir ve kendisinden de Parti esaslar ile program ve nizamnamesini kabul ettiğine ve hükümlerinden ayrılmayacağına dair ocağa bir taahhüt kağıdı alınır. Namzet, bununla partiye şeref sözü vermiş olur."
1 CHP Nizamnamesi Partinin VI. Büyük Kurultayının 12. VI. 1943 Tarihindeki
Toplantısında Kabul edilmiştir. Zerbamat Basımevi 1943
1 O 11 Mayıs 1946 tarihlerinde toplanan II. Olağanüstü Kurultayda -LU"11 tüzükte bazı değişiklikler yapıldı.
Müstakil Grup oluşturulmasına ilişkin tüzük hükümleri yürürlükten kaldırıldı.
7 Ocak 1946 tarihinde Celal Bayar, düzenlediği bir basın toplantısı ile De­mokrat Partiyi kurduğunu ilan etti. Bu arada başka partiler de kuruldu. Muha­lefet partileri kurulması üzerine, artık Parti içinde, Parti Hükümetinin icraatını eleştirecek, tartışacak bir gruba ihtiyaç kalmamıştı. Bu nedenle, Müstakil Grup kurulmasına ilişkin hükümler (125-130. md.) tüzükten çıkarıldı.
Değişmez Genel Başkanlık, tüzükten çıkarıldı. Değişmez Genel Başkanlık, demokratik değildi. Genel Başkanın demokratik kurallara uygun olarak, her kurultayda seçilmesi gerekli görülmüş ve Değişmez Genel Başkanlık tüzükten çıkarılmıştır.
İsmet İnönü Kurultayda yaptığı konuşmada:
"Arkadaşlarımın bana muhabbetlerini bilirim. Ancak, bir büyük partinin çalışmasında birinci derecede etkili olan adamın yine parti tarafından değiştirilmek imkanının esas kaide olarak kabul edilmesinde gelecek için iyi bir güvence görürüm."
İnönü Geleceğe yönelik rolünü de şu şekilde değerlendiriyordu:
"Herhalde ben ölünceye kadar, çalışmalarıma bu kadar vefalı ve hoş­görürlük bağışlamış olan CHP'nin üyesi olarak kalacağım ve kabul ettiği müddetçe, başkanı olarak, onun siyasetine hizmet edeceğim" demiştir.
1946'da Değişmez Genel Başkanlık tüzük hükmü olmaktan çıkarılırken bunlan söyleyen İnönü, 15 Kasım 1972 günü CHP'den istifa edecektir.
İnönü, 12 Mayıs 1946 tarihli Ulus Gazetesinde yer alan konuşmasında da, bugün için de üzerinde durulması gereken şu görüşlere yer veriyordu:
"CHP asıl güçlüğe açıktan açığa karşısına geçen gazeteciler ve siyaset­çiler önünde uğramamıştır. Bizim Mecliste ve Parti içinde en çok sıkıntı çektiğimiz hal, Meclis Grubu veya Parti içinde üye olup da, Partiyi kötüle­meye çalışılmasıdır. Kendi içimizde taktik yaparak, bu siyasetçilere karşı temiz yürekli parti arkadaşlarımızın tereddüde düştükleri görülüyordu."1
İnönü'nü bu yakınması, sıkı parti disiplinine, parti milletvekili adaylarının
1 Bila Hikmet Sosyaldemokrat Süreçte CHP ve Sonrası S. 157. Milliyet Yayınlan 1987


[1] maddede teşkilatın şekli düzenlenmişti. "Bütün İslam vatandaşlar cemiyetin aza-yı tabiyesindendir" denilerek, tüm Müslüman Osmanlı vatan­daşlarının doğal üye kabul edildiği belirtilmektedir. Üyelik için koşul öngörül- memesi, Kurtuluş Savaşını örgütlemeye çalışan Cemiyeti için kaçınılmazdır.
4
* Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Tüzüğü (Ek-1)
1   Uyar, Hakkı Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet halk Partisi s. 67 ve devamı Boyut Kitapları 1999 İstanbul
2    Giritlioğlu, Fahir, Türk Siyasal Hayatında Cumhuriyet Halk Partisinin Mevkii, 2. cilt s. 31 ' Ankara 1971
[2] Tunçay Mete, age, s. 103.
[3] Koçak Cemil, Türkiye'de Milli Şef Dönemi, 2. Cilt. S. 78, İletişim Yayınlan 1986
[4] 1943 Kurultay zabtı S. 35-36, aktaran; Koçak Cemil, Türkiye'de Milli Şef Dönemi, S. 61- 62. İletişim Yayınlan 1986
[5] 7. Büyük Kurultay Tutanağı. S. 224

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder