26 Temmuz 2018 Perşembe

ALMANYA 1949 "BÜYÜK KOALİSYON, KUTSAL İTTİFAK VE BÜYÜK BARIŞ" Lânetli Hitler'in enkazından doğan irade "demokrasi mucizesi" Sabır, tahammül, karşılıklı anlayış, barış ve uzlaşma kültürü efsanesi..

Almanya’nın tekrar kurulduğu 1949 yılından bu yana yaşadığı koalisyon deneyimlerine daha yakından bakalım.
HİTLER'DEN SONRA "TEK BAŞINA İKTİDAR OLAN" YOK!..
Aslında Hitler de koalisyonla işbaşına geldi. Hitler, iktidarı ilk aldığı 30 Ocak 1933’te diğer aşırı sağcı parti DNVP ile koalisyon kurdu. Hitler, diğer tüm partileri kapatmaya başlayınca bu parti kendini feshetti ve Hitler’in partisi NSDAP’a katıldı. Hitler bundan sonra 1945’te yenilinceye kadar, kelimenin gerçek anlamında, tek başına iktidar oldu. Savaş sonrasında Federal Almanya’nın tekrar kurulduğu 1949 yılından sonra ise ülkede tek başına bir tek iktidar bile kurulmadı. Ülke hep koalisyonla yönetildi. Hem de koalisyonun her türlüsü denendi. Hiçbir koalisyon da bizimkilerin iddia ettiği gibi kısa ömürlü ya da kavgalı – gürültülü olmadı.
Almanya’nın 1949’daki ilk seçiminden koalisyon çıktı.
Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) birinci parti oldu ama Konrad Adenauer tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadı ve diğer 3 partiyle koalisyon kurdu. 4 yıllık Almanya’nın kuruluş dönemi 4 parti koalisyonu altında sorunsuz bir biçimde geçti.
Bundan sonraki ilk seçimde, 1953 yılında, Adenauer hükümeti kuracak çoğunluğa eriştiği halde, yine 3 ayrı partiyle koalisyon kurdu. Adenauer (1960 yılında iki parti koalisyondan ayrılıp bir parti de CDU’ya katılınca, Almanya tarihinde ilk ve son kez, 1961 yılındaki seçime kadar 1 yıllık dönemde, tek başına iktidar dönemi istisnası yaşandı.)
Bu her iki dönemde de sosyal demokratlar muhalefette kaldı.
68 DÖNEMİNDE BÜYÜK KOALİSYON
1960 ila 1970 yılları arasındaki 10 yıllık döneminde Almanya’da 4 koalisyon kuruldu. İlk 10 yılı oldukça sakin ve sorunsuz geçiren Almanya, ikinci 10 yılda, Avrupa’nın tümünü sarsan 68 hareketinin öncesi ve sonrası dalgalarının da etkisiyle ilk 10 yıla nazaran bir nebze daha hareketli bir dönem geçirdi. İlk 10 yılda sadece sağ koalisyonu deneyen Almanya, bu ikinci 10 yılda her türlü koalisyon imkânlarını denedi.
Adenauer 1961 seçimlerini yine kazandı ve liberallerle (FDP) koalisyon kurdu. Ancak, 1963’te yerini partide Ludwig Erhard’a bıraktı. (Hayır, Cumhurbaşkanı olmadı. Yaşlandı. Zaten 4 yıl sonra 1967’de öldü.) Ludwig Erhard,1965 genel seçimlerini kazandı ve yine FDP ile koalisyona devam kararı aldı. 1966 yılında CDU ve FDP arsında vergi artırımı konusunda anlaşmazlık çıktı ve FDP koalisyondan ayrıldı. FDP ayrılınca Başbakan Ludwig Erhard, kendini başarısız görerek istifa etti. Hükümeti kurma görevi yine kendi partisinden Kurt Georg Kiesinger’e verildi. Kiesinger, bu sefer tarihte ilk kez Büyük Koalisyon için sosyal demokratların kapısını çaldı ve kısa sürede CDU- SPD ilk büyük koalisyonu kuruldu. Büyük koalisyon 1969 seçimine kadar sürdü.
SOSYAL DEMOKRAT DÖNEM
1969 seçiminden de aslında CDU birinci çıktı ama FDP ile daha önce koalisyonu bozdukları ve SPDliler büyük koalisyona devam etmek istemediği için bu sefer tarihte ilk kez sosyal demokratlar – liberaller koalisyonu kuruldu. Willy Brandt liderliğindeki koalisyon Almanya’nın ilk sosyal demokrat başbakanlı hükümeti de oldu.
Sosyal demokratlar 1972 seçimini de kazandı ama yine tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemedi. Koalisyona devam ettiler. Bundan sonraki seçimlerde de önemli bir değişiklik olmadı. Tek önemli değişiklik Willy Brandt’ın yerine Helmut Schmidt’in gelmesi oldu. Seçimlerin galibi hep CDU olsa da, koalisyon partneri bulamadığı için Helmut Schmidt 1982 yılına kadar Sosyal demokrat – liberaller koalisyonunu sürdürdü.
Evet, yazıyı rakamlara, tarihlere, isimlere boğduğum, Bilal’e anlatır gibi anlatmaya çalıştığımın farkındayım. Yoksa hala “ama öyle değil de böyle olmuştu” falan diyeceklerin sayısı hiç de az değil
MERKEL DE KOALİSYON SÜRDÜRÜYOR
Her neyse şimdi biraz hızlı geçelim: 1982 yılında CDU adına Helmut Kohl liberallerle (FDP) koalisyon hükümeti kurdu ve tam 16 yıl başbakanlık yaptı. 1998 yılında seçimin galibi Sosyal demokratlar oldu ve tarihte ilk kez Yeşiller siyaset sahnesine bakan olarak çıkma şansı yakaladı. 1998’de Gerhard Schröder başbakanlığında kurulan SPD – Yeşiller koalisyonu 2005’e kadar sürdü. Tarihte ilk kez dünyada bir Yeşil, Joschka Fischer Dışişleri Bakanı oldu. 2005 seçimlerinden sonrasını zaten biliyorsunuz: Önce Angela Merkel başbakanlığında yine CDU – SPD arasında büyük koalisyon, ardından CDU – FDP koalisyonu kuruldu. Bugün yine CDU – SPD büyük koalisyonuyla yürütülüyor Almanya.
İstikrarsa istikrar, paraysa para, nüfus büyüklüğü ise nüfus büyüklüğü: Söyleyin bakalım "Almanya’nın Türkiye’den neyi eksik de hep koalisyon kuruyor ve koalisyonlarla yönetiliyor? Üstelik de, Türkiye'nin aksine; Kurduğu koalisyonlar ile "çok başarılı, insan haklarına saygılı, adaletli ve istikrarlı bir yönetim örneği veriyor?"
***
KONRAD ADENAUER KİMDİR?
(1876 Köln - 1967 Rhöndorf/Rheinland) Alman devlet adamı. 1917-1933 yılları arasında Köln belediye başkanlığı görevinde bulundu. 1933-34 yıllarında Nazilerin elinde tutuklu kaldı ve siyasetle uğraşması yasaklandı. 1945'te tekrar Köln belediye başkanı olduysa da, İngilizler tarafından bu görevinden alındı. Daha sonra Hristiyan Demokrat Parti'nin (CDU) kurucu üyeleri arasında yer aldı ve 1946'da İngiliz işgal bölgesinin tümünde, bu partinin başkanı oldu. 1949'da partinin genel başkanı seçilen Adenauer 14 Eylül 1949'da başbakanlığa (şansölyelik) getirildi. 1962'de başbakanlıktan istifa etti, 1965'te de Hristiyan Demokrat Parti başkanlığından ayrıldı.

24 Temmuz 2018 Salı

ŞARK RAPORU "Türkiye Cumhuriyeti İktisat Vekili Celâl BAYAR" (Gayet Mahrem ve Zata (Mustafa Kemal ATATÜRK'e) Mahsustur) Yıl: 1936-Önsöz: Cemal Kutay - YAYIN: Demokrat Türkiye, Mehmet Arif Demirer, No: 16 - 25 Şubat 2000 [Program Kaynak ve Dayanakları dizisi-özel]








































































(*) Cumhuriyet'in Gözüyle Kürt Meselesi dizisi, Kemalist Devrim'in Doğu'ya ve Kürt meselesine bakışını tarihi belgelere dayanarak aktarmayı amaçlıyor. Dizinin ilk kitabı olarak, eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın Şark Raporu'nu sadeleştirerek yayınlıyoruz. Celal Bayar İktisat Bakanı olduğu dönemde hazırladığı raporda, bölgenin gelişmesi, İstanbul'a ve Türkiye'nin diğer yerlerindeki pazarlara bağlanması için yapılması gerekenleri büyük bir titizlikle inceliyor.
Şark Raporu'nda bölgeyi ve ülkeyi geliştirmek için zamanla yarışan Kemalist Devrim'in, Kürt Meselesi'ne bakışı ile ilgili de son derece önemli ipuçları yer alıyor.
Bayar raporunda, Şeyh Sait ve Ağrı isyanlarından sonra bölgede yaşayan Kürtlere karşı ayrımcı politikalar izlenmemesi gerektiğini ifade ediyor. Şark Raporu'nun bir başka önemli yanı ise, Doğu'da Toprak Reformu'nun öneminin üzerinde ısrarla durmasıdır.
Celal Bayar'ın kızı Dr. Nilüfer Gürsoy'un açıklayıcı sunuşu ile birlikte yayınladığımız Şark Raporu, Kemalist Devrim'in Doğu'ya ve Kürt meselesine bakışını anlamak için son derece önemlidir.